Bölüm 3✡️

532 33 10
                                    


Bölüm 3🔗



Birini, o istemediği sürece iyileştiremezdik. Tek taraflı çabayla, devran döndüremezdik. Her zaman koşan taraf da biz olmamalıydık.

Ben, İstanbul'a geldiğimden beri bunları öğrenmiştim. İlk defa birine kin tutmak yerine ; ona güvenmeyi tercih etmiştim. Kendime bile güvenmeyen ben, Yağız Karayel'e güvenmiştim.

İlk kez birini öpmüştüm. Aklım ile kalbim arasındaki o sınırı geçmiş ; ilk defa kalbimi dinlemiştim.

Sonuç ise, koca bir 0'dı. Yapmamalıydım. İnanmamalıyım. Güvenmemeliydim.

Şuan bile, ona inanmak ve yaşanılanları görmezden gelmek istiyordu kalbim. Delicesine nefret ettiğim birine neden böyle hissediyordum? Ondan nefret bile etmemeliydim. Çünkü nefretimi bile hak etmiyordu.

"Günaydın fıstık," Barış'ın sesiyle başımı sağa sola salladım kendime gelmek için. "Neden burada duruyorsun? Okula gitmeyecek misin?"

Hâlâ yerde diz çöküp ayakkabılarımı bağlamadığımı fark ettim.

Ayakkabı bağlarken de aklıma gelmezsin be, Yağız Karayel.

"Günaydın." dedim hızla bağcıklarımı bağlayarak. "Gideceğim tabi, dalmışım öyle."

"Yağız yüzünden değil mi?" diye sordu sessizce bana doğru yanaşıp.

"Ne münasebet," diyerek karşılık verdiğimde sessizce güldü. "Başka işim gücüm yokmuş gibi niye Yağız'ı düşünecekmişim?"

"Ne bileyim," dudaklarını büzmüştü. O esnada ben de merdivenlere yönelmiştim. "Şimdi aylar sonra seni öğrendi, okula falan da gelmiş o yüzden dedim."

"Bu ilk ve son gelişiydi," dediğimde o da arkamdan iniyordu. "Bir daha gelirse kafasını yararım."

Sesli bir şekilde güldü. Gülüşü içimi ferahlattı. "Ona ne şüphe," dediğinde ben de gülmüştüm. "Bırakayım mı seni okula? Yeliz Teyze çıktı sanırım, yok ortalarda."

"Evet, erken çıktı bugün." dedim sessizce. "Ben giderim ya sorun yok."

"Olur mu öyle şey?" diye sorarken dışarı çıkmıştık. "Okul uzak biraz, öyle tek gitme."

Ona doğru baktığımda, duyduğum motor sesiyle kaşlarımı kaldırdım. Yağız'ın motorunun sesi bu.

Omzumun üzerinden yola baktığımda, ta kendisiydi. Motoru durdurup başındaki kaskı çıkarttığında dağınık olan saçları iyice dağıldı.

İtiraf et Aşkın, şuan o saçları deli gibi karıştırmak istiyorsun.

"Yooo," dediğimde bunu sesli bir şekilde söylediğimi fark ettim. Barış gözlerini kısarak yüzüme baktı.

ŞAH MAT [tamamlandı.]Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz