Bölüm 31✡️

519 34 9
                                    

Bölüm 31🔗


2 hafta, su gibi akıp geçmişti.

Senaryoyu bitirdikten sonra, 1.5 hafta boyunca sınav yapmıştık. Matematik ve fizik beni oldukça zorlamıştı. Sonuçlar henüz açıklanmasa da kaldığımı hissediyordum fakat buna üzülme fırsatı bile bulamamıştım.

Çünkü bugün gösterimiz vardı. Bugün büyük gün gelmişti. Üzerimde, çözemediğim bir stres ve heyecan vardı. Her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyordum.

Yağız, bu süreç boyunca sürekli bana bir şeyler söylemek istediğini belirtmiş ama her seferinde bir şekilde konuşmamız bölünmüştü. En sonunda ben de 'sonra anlatırsın' diyerek geçiştirmek zorunda kalmıştım.

"Yalnız, harika oldu saçların!" Esma, heyecanla elindeki maşayı sallarken aynadan gözlerinin içine baktım.

"Sallama şunu, bir yerini yakacaksın!"

"Ay tamam," duraksayıp yüzüne kocaman bir sırıtış yerleştirdi. "Çok merak ediyorum nasıl bir oyun oynayacaksınız ya!"

"Saatler kaldı Esma," dedim kıkırdayarak. "Birazcık daha sabret."

Bugün okulda ders işlenmeyecekti. En çok da bu işime gelmişti çünkü sınavların yorgunluğunu henüz üzerimden atamamıştım. Edebiyatım da orta geçmişti ama Mustafa Hoca bu gösteriyi yaparsak ve beğenirse 100 vereceğini söylediğinden içim rahattı.

"Kıyafetini ben direkt okula bırakacağım." dedi gülümseyerek. "Orada giyinirsin, olur mu?"

"Olur olur." arkamı dönerek elinden tuttum. "Esma, belki fazla belli etmiyorum ama seni seviyorum. Sen gerçekten iyi bir arkadaşsın, iyi ki varsın."

"Yaaa," hemen gözlerinin dolduğunu hissettim. "Bunu duydum ya senden, ölsem de gam yemem!" elindeki maşayı kenara bıraktı. "Ben de seni çok seviyorum!"

Kollarını boynuma dolarken güldüm. "Tamam yeter cıvımayalım hemen,"

"Aman," yüzünü buruşturup geriye çekildi. "Hemen de ör duvarları, iki yumuşamaya gelmiyor!"

"Söylenme söylenme, bu şeylerden de sürecek miyiz?" masaya tuhaf bir bakış attığımda heyecanla başını salladı.

"Evet! Ayrıca 'şey' dediğin şeyler makyaj malzemeleri canım, çok cahilsin çok!"

"Esma ben anlamam böyle şeylerden," dedim sızlanarak. "Laf söyleme de yap ne yapacaksan!"

"Tamam bebek, sen sadece kendini bana teslim et!"

"Ettim gitti!" geriye doğru yaslandım ve içimdeki sıkıntıya kısa bir süreliğine de olsa veda ettim.



🌊


"Ya sakin olsana biraz sen!" Gizem, telefonun öbür ucundan beni sakinleştirmeye çalışırken sıkıntılı bir nefes verdim.

"Ne yapayım, stresliyim işte! Ayrıca saat kaç?"

"Bir dakika," dedi ve duraksadı. "Aşkın saat 14.25!"

ŞAH MAT [tamamlandı.]Where stories live. Discover now