~18~

2K 199 240
                                    

Olm sizden tek bi ricam var lan..

Sadece yorum yapın çok şey mi istiyorum.

Bencilce bi istekse tamam eywallah

--

"Sence öldürmeyeceğine emin misin?"

"Bilmem.."

"NE DEMEK BİLMEM. Bende sana güvenmiş geliyorum ya." Shoto eliyle yüzünü kapatarak çimlerin üstüne çöktü. Eğer oraya giderse Katsuki onu öldürmekle kalmaz, leşini kurtlara yedirirdi. Bu sefer prens olması bile onu kurtaramazdı. O olayın üstünden yaklaşık 1 yıl geçmişti. Bu sürede Kiri ve Shoto bayağı yakınlaşmış arkadaş olmuşlardı. Tabi bu sadece Kiri için geçerliydi. Shoto'nun içinde ona karşı değişik duygular vardı. O bile anlamamışken bunu kızıl saçlıya söyleyemezdi.

"Hadi ama fazla korkuyorsun. Öldürmeye çalışırsa ben durdururum onu korkma." Diyerek önüne çömelen çocuğa baktı Shoto. 32 diş gülümsemesini seviyordu. Gülümseyerek uzattığı elini tuttu ve ayağa kalktı. Derin nefes verdi ve lanet okuyarak gittikleri yola devam ettiler.

"Ah bu arada bunda ihtiyacın olacak." Diyip boynuna bağladığı uzun kırmızı kuşağı çıkarıp meleze uzattı. Shoto anlam veremeyerek elindeki kırmızı kuşağa bakarken bi yandan da onun Kiri'nin olması kalbini hızlandırmıştı. "Ne yapacağım bunu?"

"Sonuçta bi prenssin. Ve insanların arasına girmek üzeresin. Tanınmak istemezsin değil mi? Onu başına bağla. Emin ol kasabadakiler seni lime lime eder." Yüzünü buruşturup elindeki kuşağı omuzuna attı Shoto. "Gerek yok. Yakışıklılığımın gizlenmesini sevmem. Hem ayrıca kim beni tanıyacak."

Kiri gözlerini Shoto'nun üstünde 'Ben kraliyettenim' diye bağıran kıyafetine göz gezdirdi. "Peki sen bilirsin uyarmadı deme." Kiri önüne dönmüş ilerelemeye devam ediyordu. Ardından Shoto yavaş adımlarla ilerlerken omzuna attığı kuşağı farkettirmeden boynuna astığı çantaya tıktı ve koşarak Kiri'nin yanına gelerek onunla aynı hizada yürümeye devam etti.

🔥💦

"Kacchan bunun tadı çok kötü istemiyorum."

"İlaç bu gerizekalı tabi tadı kötü olacak bi de güzel olmasını mı bekliyosun? İç şunu hemen. Her seferinde aynı diyaloğu yapıyoruz. İçeceksin." Katsuki'nin zorla ağzına tıktığı kasedeki ilacı canı acıya acıya içti İzuku. Her sabah aynı şeyler oluyordu. Katsuki günlük olarak içmesi gereken ilacı getiriyor, yeşil saçlı içmemek için direniyor ama en sonunda kazanan hep Katsuki oluyordu.

"Çok kötüsün.." diyerek kaseyi tepsiye geri bıraktı. Ardından battaniyeyi kafasına kadar çekerek yatakta kayboldu. "Boğulacaksın."

"Boğulayımda sende kurtul bende." Kaşlarını çattı Katsuki. Son zamanlarda bunu çok kez tekrarlıyordu. Şaka yaptığını bilsede Katsuki için bu bi şakadan daha fazlaydı. Acı vericiydi onun için. Onu kaybetme düşüncesinden bile nefret ediyordu. Derin bi nefes verdi burnundan. "Bi daha öyle bişey söyleme. Yoksa seni ben öldürürüm."

"Öldür o zaman. Küçüklükten beri dediğin tek şey buydu zaten." İzukunun dediği şeyle kaşladı daha çok çatıldı Katsuki'nin. Dişlerini sıktı ve sakin kalmaya çalışarak konuşmaya devam etti.

"Ne demeye çalışıyorsun? Onların hepsinin sadece birer şakalaşma olduğunu biliyosun. Saçma sapan şeyler söyleme."

"Pek öyle görünmüyordu ama. Her neyse zaten söylediğim çoğu şey sana göre saçma sapan. Uykum var dinlenmek istiyorum."

"Hey hey bana bak-" Lafı dışarıdan onun adını seslenen kişiyle kesilmişti. Kızıl saçlıdan başkası değildi. Katsuki içinden lanet okurken bu konuyu sonra konuşmak için bi tarafa kaldırdı. Kirishimaya içeri gelmesi için komut verdiğinde girişten kafasını uzattı Kiri. "Eeeeeh Bakugo..... Naber."

"Lafı uzatmada ne söyleyeceksen söyle." Yutkunup tamamen içeri girdi. "Eeeh şey sizi görmek isteyen birisi var da." Anlamaz biçimde kaşlarını çattığında İzuku da meraklanmış biçimde doğrulmuştu. Şaşkın gözlerle Kirishimaya bakıyordu. Onları görmek isteyen kim olabilirdi ki.

Az sonra yavaşça içeriye girdi melez. Başı yerde, yüzünde pişmanlık ve masumiyet vardı. İzuku hızla korkuyla kolların karnına sararken, Katsuki onu gördüğü an sinirle ayağa kalktı. "Sen.. SENİ PİÇ NASIL BURAYA GELMEYE CESARET EDERSİN HA?" Tam sinirle yaklaşmış yumruğunu geçireceği sırada Kiri onu tutarak geri iteledi. "Tamam sakin ol ve söyleyeceklerini dinle sadece."

"Ne dinlemesi? Özür dilerse ya da acıklı yaşam öyküsünü anlattığında yaptığı şeyler telafi edilecek mi? Sanki onu tekrar eskisi gibi iyileştirebilecek. Geceler boyu bunu düşünmeden duramadım. Ya ona bişey olursa diye. Onun her canı yandığında sana sonsuz lanetler ettim. Şimdi ne hakla geldin buraya. Eğer ona bişey olursa yemin ederim seni öldürmekten beter ederim duydun mu? Sen-" Lafı yeşil saçlının ona seslenmesiyle kesildi.

"Kacchan ne olur sus artık." Sesi titriyordu. Belli ki ağlıyordu. Korkuyla arkasını döndü Katsuki. Elleriyle kulaklarını kapatmış ve karnının izin verdiğince oturduğu yerde top olmuş ağlıyordu. Korktu Katsuki. Ağlaması isteyeceği en son şeydi.

Hızlı adımlarla ilerleyip yanına oturdu. Kollarıyla sardığı kafasını tutup göğsüne yasladı ve kollarıyla sardı küçük bedenini. Yavaşça saçlarını okşamaya başladı ve aralarına minik bi öpücük bıraktı. "Özür dilerim güzelim. Özür dilerim bi an kendimi kaybettim. Üzgünüm ağlama lütfen."

Shoto kafasını eğerek göz ucuyla Kiriye baktı. Kirishima'nında ondan bi farkı yoktu. Daha bişey söylememesine rağmen neredeyse öldürecekti onu. Söylese bi fark olmazdı.

O sırada İzuku karnına giren sancıyla boğukça inleyip kollarıyla karnını sardı. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başlamış sancısı giderek artmıştı. "K-Kacchan... acıyo çok acıyo-nğh." Katsuki korkuyla hafif geri çekilmiş İzukunun karnına bakıyordu. "Deku... Deku bana bak güzelim. Derin nefes al iyi olacaksın. Bak ben burdayım iyi olacaksın güzelim." Hemen feramon salgılamıştı Katsuki. Rahatlamalıydı. Ama rahatlayacağına daha çok acı çekiyordu. Gözyaşları akmaya başlamıştı ve durmak bilmiyordu.

O an altındaki ıslaklığı hissetti İzuku. Doğumun başladığının habercisiydi. Fazla acı çekmesinin sebebide buydu. "K-Kacchan geliyo... d-doğuruyorum ben birşey yap... Acıyo çok fazla acıyo ne olur bişey yap..." Dediği şeyle paniğe kapılmıştı Katsuki. Kalbi büyük bir gümbürtüyle atarken ne yapacağını şaşırmıştı. Hızla hala orada bekleyen Kirishima ve Shotoya döndü.

"Çabuk Urarakayı buraya getirin. Acele edin. Eğer geç kalırsanız sizi öldürürüm acele edin." Kirishima kafasını huzla sallayıp odadan çıktı. Hızla İzuku'nun elini tuttu Katsuki. Nefes egzersizleri ve feramonlarıyla onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Acı çektiğini gördüğü her saniye daha da endişeleniyordu. Korktuğu an gelmişti. Ve eli kolu bağlı sadece onu sakinleştirmeye çalışmaktan başka yapabileceği hiç bir şey yoktu.

-

Bu kim diye kudurun şimdi

結婚 (KEKKON) // BAKUDEKUWhere stories live. Discover now