~11~

3K 248 515
                                    

Geçen bölümün bildirimi çoğu kişiye gitmemiş orayı okuyup gelin başta okumayanlar.

Medya....

-

Kızgınlığa girmişti. Ağır geçirdiğini biliyordum. Neredeyse bayılacak gibiydi. Kollarıma yığılmıştı. Hava kararmak üzereydi ve ben feramon kokusu yüzünden hareket edemiyorum. Hızla güçlükle olsada kucağıma aldım.

"KİRİSHİMA ACELE ET DE GİDELİM." Kafasını sallayıp tekrar dönüştü. Üstüne binip onu önüme oturturken kendinden geçmişti bile. Az sabret yoksa şuan seni bu ejderhanın üstünde bile sikebilirim.

Hızla ilerlerken aklıma şey geldi. Ben geceyarısı onu bu halde oraya götüremezdim. Bizi rahat bırakmaz kapıdan dinlerlerdi. Kızgınlıkta olduğu için kendini tamamen bırakır ve çok ses çıkarırdı. Tamam mantıklı düşünelim. O sırada üstünden geçtiğimiz mağarayı farkettim. Evlendikten sonraki gece kaldığımız mağaraydı. Onu oraya götürebilirdim. Yani sonuçta orası bunun için yapılmıştı.

Hızla Kirishimaya o tarafa gitme konusunda komut verdim. Yavaş yavaş alçaldık ve yere indik. Dekuyu kucağıma alıp üstünden indim. Feramonları artmaya başlamıştı kendimi kontrol edemiyorum. Kirishimaya bakarak gitmesini söyledim. O gittikten sonra içeri girdim.

"Kacchannğğh bırak beni."

"Sessiz ol iki aydır bu anı bekliyorum."

Onu koca minderin üstüne yatırdım. Bacaklarını kendisine çekmiş dizlerini birbirine yapıştırmıştı. Koluyla gözlerini kapatıyordu. Küçük şeyi kalkmış terlemeye çoktan başlamıştı ve derin nefes alıp veriyodu. Tabi bu görüntü karşısında benim füze havalanmıştı.

Bacaklarını açarak üstüne eğildim. Ellerimi başının iki yanına koydum. "Deku yüzünü göster bana." kafasını iki yana salladı. Hadi be naz yapacak zaman mı yani şimdi?

Yavaşça elini tutarak gözlerinden çektim. Yeşil zümrüt gözleri dolmuştu. Yanakları kızarmıştı. Yavaşça eğilip dudaklarına nazik bi öpücük kondurdum. İlk...

"İstemiyorsan bırakacağım Deku..." yoo bırakmicam.

"... Ama kızgınlığını direkt bitirmek ikimiz içinde rahat olmaz mı?" elini tutup üstüne küçük bi buse kondurdum ve feramon yaymaya başladım. Dayanamayıp kabul edeceğini adım gibi biliyordum.

Ve öylede oldu. Yanaklarımdan tutup beni kendisine çekti ve sertçe öpmeye başladı. Sırıtıp derince karşılık verdim. Dudaklarımı hala dudaklarındayken yavaşça düğmelerini tek tek açmaya başladım. Nefessiz kaldığını anlayınca geri çekildim ve pürüssüz göğsünde ellerimi gezdirdim. O herşeyiyle mükemmeldi. Ama birazdan daha mükemmel olacağı kesindi.

"K-kacchanğğh acele et mhm."

Sırıtıp elimi kemerine götürdüm ve yavaşça pantolonunu çıkarttım. Boxerının altından görünen küçük şey kumaş parçasını zorluyordu. Hızlıca kendi pantolonumdan kurtulup ayrıldığım dudaklara tekrar kapandım. Usulca öperken ellerim boş durmuyor kasıklarını ve baldırlarını okşuyordum. Rahatlaması için yani başka amacım yok.

"Hoşuna gidiyor mu?" kışkırtmak için derin bi ses tonuyla kulağına fısıldadım.

"E-evet acele et lütfen mhhm-"

"Ne kadar hoşuna gidiyor peki?" boynunu hafifçe ısırdım. Hoşuna gittiğine dair mırıltılar çıkartırken hafifçe ısırdığım yeri yaladım.

結婚 (KEKKON) // BAKUDEKUWhere stories live. Discover now