27

698 64 308
                                    

Bu bölüm tamamıyla yazarın sunumundan olucak... keyifli okumalar...🖤🖤

Chuuya, evinden alınan ceset torbaları ile komşularının evinin temizlemesini izledi. Soğuk bakışlarını etrafında gezdirirken hayattan soğumuş, nasıl bir insan vicdanı 2 yetişkini bu hale getirebileceğini düşünüyordu.

İki hafta geçmişti. Cinayetten sonra iki hafta. Arayanlar olmuştu, ama Chuuya hiçbirine cevap vermemişti. Kapıyı çalan komşuları olmuştu, ama yinede açmamıştı. İki haftadır evin sesi çıkmıyordu...

Sabahın kuş cıvıltıları ile açtı gözünü Chuuya, sadece çantasında bulunan minik krakerleri yediği için karnı açlıktan zil çalıyordu. İki haftadır sadece kraker yiyordu.

Kendisini odasına tıktığından beri bir kere bile dışarı çıkmamış, salona bile inmemişti.

Ağlamaktan ve uyuyamamaktan dolayı gözleri hem kızarmış, hemde morarmıştı. Burnunu çekip yatakta doğruldu. Komodinin üzerindeki saati alıp baktığında, öğle vaktinin gelmiş olduğunu gördü. İç çekip ayağa kalktığında sendelendi. Uzun zamandır yürümeyince ayakları uyuşmuştu.

Kenardaki masaya yaslanıp gözlerini kapattı. Tekrardan gözleri dolmaya başlarken aklına tek bir kişi geldi. Dazai... o aramışmıydı onu?

Sendelesede umursamadı, hızla komodinin üzerindeki telefonunu aldı. Sessizde olduğundan arayan ve mesaj atanlara hiç bakmamıştı.

Bildirimlere bakarken, diğer yandan bunaldığını hissedip arkasındaki pencereyi açtı.

Bildirimler oldukça yüksekti. Hızlıca göz attığında Dazai'nin hiç aramamış ve mesaj atmamış olduğunu gördü. Kaşları çatılmış bir şekilde kalbinede bir ağrı girmişti.

-O benim sevgilim değilmi? Neden şuan yanımda değil? Neden beni merak etmiyor?

Kendi kendine mırıldanırken telefonu çalmıştı, Atsu arıyordu.

-Efendim...

-Chuuya!!! Oh Tanrım sonunda açabildin!!

-Atsu bağırmazmısın?

-Oh... üzgünüm... nerdesin geleyim yanına...

-Gerek yok...

-Gerek var, şimdi sövdürtme kendine!

-İyi kalk gel, gelirkende yemek getir, açlıktan ölücem...

-Ah... hiçbir şey yemedin mi?

Benden ses çıkmayınca sinirden iç çekmişti.

-Chuuya oraya gelince konuşalım olurmu? Şimdi söyle ne istiyorsun?

-Köfte...

-Tamam, hemen geliyorum!

Telefonu kapatınca yatağa attı. Ellerini yatağa koyup, başını geriye eğip tavana baktı. Dazai son zamanlardada tuhaf davranıyordu... neden?

Düşünceler zihnini ele geçirince iç çekip ayağa kalktı. Yüksek bir baş ağrısı vardı ve bu saçma düşünceler ile üstüne ağrı ekliyordu. Belkide işi vardı? Bu yüzden arayıp sormadı?

Camdan dışarıya bakış atıp, kapıya yöneldi. Kapının kulpuna elini koyduğunda, o gece olanlar aklına geldi. Ellerinin kana bulanması...

Gözlerimi yumup, derin bir nefes aldı. Ardından yavaşça verip, kapıyı açtı. Koridora çıkıp banyoya ilerledi. Banyonun kapısını açıp içeriye girdiğinde, ışığı açtı ve kendini el lavabosuna attı.

İrresistible Love ~SOUKOKU♡~ Where stories live. Discover now