(55) Kalbim Yasta.

Start from the beginning
                                    

Gözyaşlarımı görünce eskiden olduğu gibi yine kaşlarını çattı. "Benim büyüttüğüm çocuk böyle zavallıca gözyaşı dökmez!" diye bana bağırdı. "Ben kabul ettim diyelim sence beni öldürecek konumda mı? O ölecek Elzem!"

"Buna izin vermem!"

"Buna nasıl engel olacaksın? Sen mi beni öldüreceksin? Bunu yaparsan ikiniz de silinirsiniz!"

"Taraflardan biri kendi hayatına son verirse bundan diğeri sorumlu tutulmaz!" diye bağırdığımda gözlerini irice açtı. Benden böyle bir şey duymayı beklemiyordu. "Kendi hayatıma son vermemi mi istiyorsun?" dediğinde yaşadığı hayal kırıklığını görüyorum. "Elzem," diyerek yanıma geldi. "Artık Ölüler Diyarına gitmek gibi bir şansım yok. Ya özgür kalacağım ya da yok olacağım." Madem öyle hiç ruh kapanına gelmeyecekti. Kardeşime rakip olması için kimse onu zorlamadı.

Üzerimde hâkimiyet kurmak için elini uzatıp yüzümdeki çamuru sildi. "İkinci kez Itır için ölmemi mi istiyorsun? Yine onu mu seçiyorsun?" dediğinde başımı iki yana salladım. "Ben ilkinde Itır'ı kurtarmayı istedim ama seninle de ölmeyi seçtim. Onu değil seni seçmiştim, bunu biliyorsun," diye fısıldadım. Yalan değildi çünkü onunla ölmeyi isteyerek seçimimi yapmıştım.

Sıraç, "Elzem!" diye bağırınca ona döndüm. "Bir şey oluyor!" dedi. Korku içinde bana seslenirken Itır'ın yüzündeki eli içinden geçmişti. Kahretsin, ona dokunamıyordu çünkü ruhu gittikçe daha çok şeffaflık kazanıyordu. Ölüyordu!

"Anneanne lütfen," deyip karşısında dizlerimin üzerine çöktüm ve ona yalvardım. "Anneanne kardeşim ölmesin," dedim gözyaşları içinde. Itır için anneannemin önünde diz çökmek şöyle dursun, gururumu ayaklar altına alıp herkesin önünde diz çökebilirim. Ama kardeşim ölmesin.

"Yapamıyorum," diyerek ona yalvardım. "Ben artık yapamıyorum. Neden anlamıyorsun tükettik birbirimizi dur artık. Annem değil beni sen bitiriyorsun." Ellerimi yere bastırıp başımı eğdim. "Görmüyor musun? Bana diz çöktüren sadece sensin. Nefret ettiğin zayıflığı bana yaşatan sadece sensin," dedim. Bana yaptığı şeyi neden görmüyordu? Ben bile Itır'la konuşunca kendi hatalarımı kabul etmişken o neden kendi yargısını yapmıyordu.

Gözyaşları içinde ona yalvarmam bile taş kalbini yumuşatmadı. "Kendini yorma çünkü senin iyiliğin için özgür kalıp hayatında olmalıyım," dedi acımasızca. "Kimse seni benim kadar düşünemez bunu neden anlamıyorsun?" Benden uzaklaşarak pislik içindeki halimi gösterdi. "Kendine bir bak Elzem! Sana yardım etmeme rağmen ne hale gelmişsin! Ne sanıyordun? Rakibini kendi çabalarınla öldürdüğünü mü? Bir sanrıyı öldürmek bu kadar kolay mı? Burnun bile kanamadan sıranı savuşturduysan bunun tek sebebi benim! Bana borçlu olduğu için sana kaybetti! Gerçekten zarar görmene izin verir miyim sanıyorsun? Düşün Elzem, düşün!" diye bağırdı. "Sence de çok kolay kazanmadın mı? Yok olmamı isteyen bir nankörü kurtardığıma inanamıyorum!" dediğinde afallayarak ona baktım. Sanrıdan kaybetmesini isteyen o muydu? Tabii ki oydu! Aksi takdirde bu kadar kolay kazanamazdım.

Bana yardım etmiş olabilir fakat bunun için ona borçlu değilim. "Bana yardım etmeni ben istemedim! Artık karşında o aptal kölen yok Suzan Dilzah! Yaptığın şeyler için eskisi gibi sana minnet etmemi bekleme çünkü hiçbirini ben istemedim!" diyerek bağırdım. Tekrar üzerimde psikolojik baskı uygulamasına izin vermeyeceğim çünkü ben sadece kendi yaptıklarımdan sorumluyum. Bana sormadan yaptığı iyilikler için ona borçlu değilim!

"Ben senin kızın değilim," dedim gözlerine bakarak. "Ben Munure Akay'ın kızıyım, senin değil. İyi ki senin kızın değilim çünkü sen anne olmayı bilmiyorsun. Annemin yaptığı hata yüzünden onu hep zayıf olmakla suçladın," diyerek başımı kaldırıp ona baktım. "Anne olmak bu değil." Başımı iki yana salladığımda gözyaşlarımı tutamıyordum. "Çocuklar hata yapar ama ebeveynler onları yargılamak yerine onlara doğruyu göstermeye çalışırlar. Annem bir hata yaptı ama sen onu kurtarmaya hiç çalışmadın," diyerek hıçkırdım. "Sen, babam, kardeşlerim, kimse onu kurtarmaya çalışmadı. Oysaki tek hatası beni yaşatmaktı. Sen anne değilsin çünkü kızı için kendini feda eden bir kadının iki emanetine hayatı zindan ettin! Bana yaptıkların beni güçlü kılmadı, beni bitirdi." Ona Itır'ı gösterdim. "Kabul etmek istemesen de senin torunun. Ona bir bak Meliz'e benziyor mu? Her şeyiyle annemin kopyası ve sen kendi kanında olanı öldürüyorsun. Dur artık dur!" Bize yeterince zarar vermişti artık hayatımızdan çıkıp gitmeliydi. İki masumu yeterince kanatmıştı artık gitmeliydi.

MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oluyor)Where stories live. Discover now