"Ben naptım lan?"dedi Tekin korkuyla. Elindeki çerezi Alaca'nın dudaklarına doğru götürürken ne dediğini tekrar tekrar sorgulamaya çabaladı.

"Yani sıkılınca başkasına gidersin?"dedi Alaca bardağa sek dökülmüş kaçak rakıyı tek yudumda kafaya dikerken.
Yüzü alkolün yanıcı ve yakıcı etkisiyle kızıla dönmüştü!
Tekin peşinden yuvarlaması için ona su uzatırken Alaz sinirle dikti bir bardak suyu.

"Yavrum valla yok ben öyle desteklemedim hani inceden yanlış anlaşılmaya müsait bi mevzu...." Tekinsiz polisin sorgusunu yeğlerdi lakin düzenbaz diline ket vurulmuş gibi kalakalmıştı.
Fırtınadaki  deniz mavisi ,kopkoyu yeşil çizgiler ve kefenle içine girmelik toprak parçası kadar minik kahveler...
Alaca yine renk cümbüşü bakıyordu yüzüne.

"Tekinsiz! Şttt."diye seslendi Kerim sırıtarak.
"Nabarsın be."

"Otururum nabam."dedi Tekin sinirle.
"Şunlara de düzgün gayda çalsınlar gıy gıy da gıy gıy sikildi kafam."

"Gökhan mı çalıyo ?"dedi Anıl gözlerini kısıp.
"Ömer mi?"

"Ne biliyim hangi yarrağımsa."dedi Tekinsiz.

Anıl koyu renk gözlerini yanında oturan Alaca'ya dikerken bir baş selamı verdi.
"Misafirin de gelmiş." dedi tebessümle.

"Yok,değil o misafir. Ben nere o ora. Dimi Alaca?"dedi Tekin koluyla Alaca'yı dürterken.
Alaca ise burnunun önünde çöp varmışcasına Anıl'a ve Kerim'e dik bakışlar ve soğuk bir gülüş sunmakla yetindi.

"Tekin."dedi Anıl sevimli bir tebessümle.
"Ağır Roman çek de gözümüz şenlensin. Bunlar baston yutmuş gibi."

Alaca tek kaşını havaya kaldırıp esmere dik bir bakış atarken Tekin ise kahkaha savurdu.
"Yok lan oynasın kelavlar."

"Oynasalar oynasınlar da oynayamıyolar."dedi Kerim sigaradan bir nefes verip.
"Kalk iki salın."

Alaca'nın bardağı sıkıca kavrayan elleri beyaza çalarken hızlı nefes alışları kolezyuma çıkmak üzere olan bir boğayı andırıyordu.
Muhtemelen ise matadora boynuzlarını ve tekmelerini geçirecek öfkeli bir boğa...

"Başım çatlıyor."dedi Tekin.
"Söyle de kessinler şamatayı."

"Bitirmezler sabaha dek." dedi Anıl sarı saçlarını düzeltip.
"Oyna bari zaman geçsin."

Alaca gözlerini kısıp rakıdan bir yudum daha alırken Anıl'a bir ters bakış daha yolladı.
"Alırım canını Tekin." demenin bir başka yoluydu.

"Kanki vurgun var ha,lazım mı üç beş sipali."dedi Kerim eğilip pis bir sırıtışla.

"Ne var elde?"dedi Tekinsiz çerezi  havaya fırlatıp havada ağzıyla tutarken.

"Cinci Hoca."dedi Anıl sırıtıp.

"Ben de o iş."dedi Tekin muzipçe.
"Kimi üfleyecem?"

"Kocasına bağlama büyüsü isteyen zengin bi karı."dedi Kerim sırıtıp.
"Kendine mi bağlarsın kocaya mı artık..."

Alaca sert bir biçimde bardağı yere çarparken meydan okurcasına süzdü ikiliyi.
"Fiyatı üçe katlayın,Papaz Büyüsü yapıyorlar diyin."

Tekin şaşkınca masum bir melekten daha da melek sayılabilecek kızılına göz gezdirdi.
Ne diyordu ?
"Sen ne biliyon lan o işleri?"

"Vazgeçtim,beşe katlayın."dedi Alaca hırsla.

"Enselenmeyek."dedi Kerim.
"Çok uçtun kardo."

"Enselenecek tek kişi var da neyse."diye mırıldandı Alaca.
"Tekin. Bitir düğünü. Yatmaya gidiyorum ben."

"Hay hay paşam..."diye mırıldandı Tekin bardağın dibini fondiplemeden önce arzuyla kızılını süzüp.
Deliydi.
Ne yapsa yeriydi.

Çalıntı(bxb)Where stories live. Discover now