"Geberiyorum Ertan..."dedi esmere dönüp.

"Abi... sen istedin."dedi Ertan denen genç saatini kontrol ederken.
"Bugünlere gelmenin nedeni de sensin."

"Zamanı geri dönderemiyorum Ertan...O başkasının aşkına düşmüş." dedi rakısını ağırca yudumlayan sarışın.

"Enver..."diye mırıldandı Ertan denen çocuk.

"Seni de mi yaktılar bilader!" diye gürledi Tekin masaya konan rakıya buz atarken.

Enver denen adam sersefil başını iki yana sallarken tutmakta zorlandığı kadehi avuçlayıp,burun çekti.
"Kimi yakmıyorlar ki zaten..."

"Seviyorsan git konuş bence."dedi Tekin ağzına bir parça balık atarken saati kontrol etti.
Son iki saatti.

"Kelimen kaldı mı diye sorsana bana bilader..."dedi Enver yorgunca gözleri kapanırken.
"Her şey için çok geç,beni duyacak kulak mı var..."

"Duyurursun kardeşim,duyurursun. Ucunda ölüm yok be."dedi Tekin sandalyesini hafifçe Enver'e çevirip kadehini ona doğru kaldırırken.
"Zalımlara...."

"Zalimlere..."dedi savruk bilek hareketleri ile gözleri titreyen Enver mavilerini yorgunca yumarken.

"Evleniyor bugün..."diye mırıldandı Enver yumruklarını sıkıp.
"Benden üstün piçin biriyle."

Bülent "piç" kelimesiyle yumruklarını sıkıp,ayaklanma girişiminde bulunsa da alttan yediği tekmeyle oturdu yeniden yerine doğru.
Tekin ,piç diyen dilini sikecekti şüphesiz fakat işi bitince sifonu üzerine çekerken yapacaktı.
Kullanacağı peçetesi hala lazımdı zira.

"Yenge ayıp etmiş..."dedi Tekin hışımla.
"Sana yapılmaz aslan kardeşim. "

"Yapılmaz abime."diye mırıldandı en az onun kadar çakırkeyf olan Ertan ,Enver'in omzunu sıvazlarken.

"Seviyorsan vazgeçmeyeceksin."dedi Tekin kendi göğsüne vurup.

"Senin de mi yarini aldılar ?" dedi Enver kederle.

"Hem de nasıl."dedi Tekin senaryoyu kafada yazarken.
"Çocukluk aşkım. Ayten. Askerdeyken attı nişanı,gitti evlendi. Üç çocuğu var şimdi oğluna da ismimi koymuş."

"İsim neydi sahi bilader?"dedi Enver yorgunca.

"Hüseyin ben."dedi Tekin.
"Hemen karşı caddede tavuk dönerci dükkanım var. Bekleriz. "

"İştah mı kaldı..."dedi rakıyı surat ekşite ekşite yudumlayan Enver.
"Tam hayat bana bir şans verdi derken..."

"Abi,özel olmayacaksa anlat belki derman oluruz alimallah derdine."dedi sözde Hüseyin efkarla.

"Çok üzdüm kızı. Bıraktım onu,başkasıyla nişanlandım. İnadıma gitti başkasına şimdi. Tabi ben attım nişanı da...O kararlı evlenecek illa. Tam düğün iptal oldu geçen ay şimdi yeniden..."dedi Enver ellerini başına koyup ovalarken.

"Rabbim istemezse yaprak düşmezmiş... Hayırsız belli ki."dedi Tekin düşünceli bir edayla.

"Hayırsız tabi. Nispet..."dedi Enver.

Tekin gözlerinden ateşler saçarak olumsuz anlamda iki yana salladı başını.
"Geç olmadan çık karşısına,dikil. Düşmana dosta nispet."

"Nasıl?"dedi Ertan surat ekşitip.
"Davetsiz girilmiyor ki..."

"Valla..."dedi Tekinsiz olmayan sakalını sıvazlarken.
"Bir yolu var aslında."

"Ne ?"dedi Enver merakla.
"Ne olabilir ki birazdan imzaları atıp beni harcayacaklar..."

Çalıntı(bxb)Where stories live. Discover now