Bana yalan söyler misin?

193 27 11
                                    

Leyla the band- yokluğunda
(lütfen işaret bıraktığım yerde şarkıyı açalım:)

Külden ibaret olan bir ceset, yanabilir miydi tekrar?

Aşkı ilk Adem ile Havva tatmıştı. İlk defa bir erkeğin nefesi bir kadının saç diplerine düşmüştü. İlk defa bir kadın sonsuzluğu tatmıştı bir erkeğin gölgesinde. Sonra yasak meyveyi yemişlerdi. Ve araya ayrılık girmişti. Epey uzun bir ayrılık. Buna rağmen vazgeçmemişti Adem Havvasından. Çekilmesi gereken imtihan bitince kavuşmuşlardı birbirlerine tekrar.

Peki benim imtihanım bitmiş miydi? Bizim imtihanımız bitmiş miydi yoksa yeni mi başlıyordu. Yorulmuştum. Onsuzluktan, unutmuş taklidi yapmaktan, çevremi kandırmaktan yorulmuştum.

"Akan her gözyaşı damlasına sebep olduğun için affediyorum. Asıl soru, içtiğin her içki damlasına sebep olduğum için beni affediyor musun?"

Başta ne dediğimi anlamak istercesine kaşlarını çattı. Son söylediğim çok ani olmuştu. Dudaklarını hafifçe araladı, sonra kapattı. Yutkunduktan sonra vişne çürüklerini tekrar araladı.

"Eğer affedilecek bir şey olsaydı," dedi hafif boğuklaşmış sesiyle. "Sen bir gülümserdin, ben bütün kırgınlığımı unuturdum Aslı."

Yutkundum. Düşüncelerim sabit bir bölgeye mıhlanmış gibiydi.

Hafifçe öksürdü. "Ama yok Aslı. Duygularımın arasında özlem var, sevgi var, şefkat var, Aşk.."

Bir kez daha yandım. Külden ibaret olan bir ceset, yanabilir miydi tekrar? Ben yanmıştım işte.

Gözlerime bakıp yutkundu. "Aşk da var, ama kırgınlık yok. Suçlama kendini. Kim olursa aynı  şekilde davranırdı."

Suçu sürekli kendinde bulması beni deli ediyordu. Teorik olarak suçluydu zaten fakat dolaylı yoldan benimde hatalarım vardı. Kimi kandırıyorum ki! İkimizde suçluyduk. Dolaylı yoldan da değil basbayağı aptaldım. Dudaklarımı dişledim.

Aramızda bıçak kadar keskin bir sessizlik oluştu. Bir kaç dakika sonra, o sessizliği vişne çürükleriyle kesti Yusuf. Yusuf. Yıllarca tek suçu kendisine attığım masum çocuğum.

"Bu konuşmayı seninle barışmak, eskisi gibi olmak için yapmıyorum. Yaşanan şeyler normal değildi. Bize bir şans ver demem bencilce olur, biliyorum."

Denize bakan gözlerine bir anlığına gözlerime çevirdi. "Bu konuşmayı sırf beni kötü hatırlamanı istemediğim için yapıyorum Aslı. Benim asla seni aldatmadığımı bilmen için yapıyorum."

Sanki acı bir ilacı içtikten sonra yutkunan bir çocuk gibi yutkundu. İstemediği bir şeyi söyleyecekti, belliydi. Bakışlarını zorlukla gözlerime odakladı. "Yani eğer 'artık geçmiş geçmişte kaldı, bugünüme bakıyorum hayatımda biri var,' dersen anlarım seni. Dediğim gibi, Hala sana aşık olmam, bir manyak gibi davranmamı gerektirmiyor."

Sanki hayatımdaki dönüm noktası bu anmış gibiydi. Şu dakika içinde ne söylersem hayatımı bu söylediklerim belirleyecekmiş gibiydi.

"Bu bir anda söylenecek bir şey değil ki, beni anla lütfen."
Dudaklarımı yalayıp devam ettim. "Bana biraz düşünmem için süre ver. Tamam seni anlıyorum ama direk verilecek bir karar değil ki bu."

"Seni anlıyorum ki," dedi safça. "Şu an bir cevap vermek zorunda değilsin. Senelerdir inandığın şeyin doğru olmadığını öğreniyorsun sonuçta. O yüzden istediğin kadar düşün, ben seni bekliyor olacağım."

Yokluğunda- Leyla the band

Sonra ani bir şey yaptı. Denize çevirdiği başını, komple vücut halinde bana çevirdi. Birden garip olmuştum. Elini oturduğumuz bankta benim oturduğum tarafa sabitledi. "Senden tek şey istiyorum mavi,"

MAVİLERİN ESİR ALDIĞI KIZWhere stories live. Discover now