Zil çalınca derin bir nefes verip ayağa kalktım. Kendi anahtarı vardı ama illa ben ona kapı açacaktım.
Kapıyı sinirle sonuna kadar açıp Mert'e baktım. Gülümseyerek bana yaklaşıp ensemden tuttuğunda göğsüne elimi koydum. "Ellerini yıka"dedim bana anlamayan bakışlar atarken.
"El âleme şapşup bize gelince ellerini yıka" diye homurdanırken lavaboya girdi. Arkasından "el âlem kim?"diye seslendim.
Islak elleriyle yanıma gelirken "Demir " diye homurdandı. Gülümseyerek bana gelmesini izledim. Bana gözlerini devirip yanımdan içeriye geçerken şok içinde arkamı döndüm.
"Ne yani öpmeyecek misin?"dediğimde koltuğa yatıp "hayır"dedi.
Koltukta yatan bedeninin üzerine uzanıp sarıldım. Kolunu belime sararken beni yan tarafına kaydırdı. Yanında uzanırken cebinden telefonunu alıp instagram'a girdi. Üzgün bir şekilde ona bakıp neler yaptığına baktım.
Ana sayfada dolaşırken birkaç kızın gönderisini beğenip arkadaşlarına yorum yaptı.
Beni öpmeyen bedene sıkıntı ile bakarken ilk adımı ben attım. Boynuna dudaklarımı bastırdım. Bedeni kasılırken daha hafif bir öpücük koydum.
Gevşeyen bedeniyle dilimi çıkarıp kendime bir yuvarlak çizdim. Islak bir öpücük kondurup boynunu emmeye başladım. Sıcak bedeninden metalik tadı alsamda emmeye devam ettim. Daha kuvvetli emerken inlediğinde ısırıp geri çekildim.
Gözlerimi beyazlaşmış boyuna çevirdiğimde emdiğim yer kan toplamış rengi mor olmuştu.
Gözlerimi Mert'e çevirip mayışmış gözlerine baktım. Telefonunu göbeğinin üzerine koymuştu. Telefonunu alıp yere koyarken üstüne yerleştim.
"Kuralları konuşalım mı?"dediğinde boğuk sesi ile kafamı salladım. Halime gülümserken baş parmağı ve işaret parmağı ile yanağım sıktırdı.
Bacaklarımı açıp karnına oturup göğsüne ellerimi yerleştirip alttan ona bakmaya başladım.
"Kuralı bozan diğerine sakso çeker" dediğinde gözlerimi kapatıp hayır diye salladım. "Kuralları ben koyuyorum bebeğim."dedi.
Derin bir nefes verirken "tım"dedim ve göğsüne başımı koydum. Göğsü titrerken husursuzca kafamı kaldırdım.
"Tamam küsme"dedi saçlarımı okşadı. "Öp beni"dedim dudaklarımı büzerken bu halime gülümseyip "yaklaş"diye mırıldandı.
Yüzüne yaklaşıp dudaklarımla aramda az bir mesafe bıraktım. Nefesi yüzümde dağılırken derin bir nefes aldım. Kalp atışlarım yavaşlamıştı.
Dişlerini dudaklarımda hissettiğimde gözlerimide daha sıkı kapattım. Kendine çektiği dudağıma dudaklarına değdirip emdiğinde iç çektim. Hafif dolgun yumuşak dudaklarından sigara tadı geliyordu. Onun yanında çıkartmadığım ama sevdiğim bir tat gelirken dudağını alıp emmeye başladım.
Kendimi arkaya atıp aletinin üzerine oturduğumda dudaklarının arasından bir inleme çıktı. Diliyle dudaklarımı yalayıp ağzıma girmek için zorladığında izin verip dilini dilime dolamasını sağladım.
Kalçamı hafif bir yuvarlak çizerek oynattığımda boğuk bir inleme bıraktı. Dilimi emip dişiyle dışarı çıkmasını sağladıktan sonra dilimi dudaklarıyla sakso çeker gibi ileri geri yaptı.
Onun bedenine yaptığım baskı artarken ellerini kalçama atıp kendine bastırdı. İkimizde boğuk bir inleme bırakırken hareketlerimizi durdurduk.
Üzerinden kalkıp kızaran yanaklarımla ona baktım. Haşmetlisi pantolonundan belli olurken "ben tuvalete gideyim"dedim boynumu kaşırken, başını sallayıp yutkundu. Oturur bir pozisyona gelirken "git git"diye mırıldandı.
Hızla oturma odasından çıkarken duygularımın yoğunluğu ile bayılacaktım.
Bak yine kelime sayısına baktığımda az olduğunu görüyorum. Neysem bundan sonra saçmalarım işte gidişat nasıl olacak bilmiyorum.
