8

20K 567 88
                                    

Peki bu medyadaki kim sizce??

Yatakta oturmuş bıkkınca başımı salladım.
"Sonra bu bizim masamıza geldi ve bana ... Bekle sen beni dinlemiyorsun" çirkefçe cümlesini bitirdiğinde "valla yıldım kızım ben dedikodu seven biri değilim. Bir süre sonra sıkıyo ama sen susmuyorsun" diye homurdandım.

"Kırıdım"diyen Selin'e bakıp derin bir nefes verip oturur bir pozisyona geçtim. "Ee sonra ne oldu?"dedim en heyecanlı halimle ama buna inanmamış olacak ki "anlatmayacağım"dedi.

Kollarını birbirine dolayıp başını diğer tarafa çevirdi. Ben nasıl barıştıracağımı düşünürken hiç beklemediğim anda heyecanla "sen Mert'i anlat"dedi.

Şaşkınlıkla ona bakarken başımı iki yana sallayıp "tamam anlatıyorum"dedim.

Çok mükemmel, hatırlamak isteyeceğim anlar değildi ama sonucu iyiydi.

"Bu geçen oyun oynarken bana bir soru sordu. Zaten biliyorsun oları anlattırdın. Sabah erkenden hazırlandı gitmeye falan kalktı. Bende yanına gidip 'git gideceksen orospu çocuğu bu benim için daha-"

Selin "Can" deyip bayık bakışlar attığında gülüp devam ettim. "Homofobik olduğunu falan söyledim bu inkar falan etti. Bir kaç duygusal konuşma yaptım"

Heyecanla beni bölüp "ne dedin kelimesi kelimesine söyle"dediğinde "ne biliyim "diye homurdandım. Yine yüzü asılırken devam ettim. "Sonra ben geri odama gittim saatler geçti acıktım odamdan çıktım. Ama Mert evden gitmemiş oturuyordu. Sonra işte .. ne dedi ki ... Heh ' düşündüm bana söylediklerini homofobik değilim sadece endişlendim bana bir zararın falan yok dediğin gibi seninle yaşayacağım' falan dedi. Öyle işte"deyip derin bir nefes alıp tekrar yatağa uzandım.

"Eklemek istediğin bir şey var mı?"diye sordu. "Yoksa çığlık atacağım" başımı iki yana sallarken ayağa kalkıp zıplarken küçük bir çığlık attı.

"Sen ve Mert çok güzel, yakın zamanda olursunuz siz allahım çocuk yakışıklı, zengin başka neyi var bak homofobik değil"

Gözlerimi devirip "işte saydıklarından var birde bana bak yakışıklı, kaslı, her kızın tekrar dönüp baktığı biriyim"dedim. Yüzünü buruşturup yatağa geri oturdu. Benim gibi yatağa uzanırken "yoruldum"diye bir iç çekti. Ona hak verip "bende"diye mırıldandım.

"Hadi dışarı çıkalım "diye heyecanla konuştuğunda kaşlarımı çatarak ona baktım. "Normal insanlar yorgun olduklarında uzanırlar veya uyurlar"diye homurdandım.

"Bilim yoksunu insanlar"diye kınarken başımı iki yana salladım. "Oksijen alacağız sonra enerjiyle dolacağız hadi kalk" dedi.

Elerimle yüzümü kapatıp bıkkınca inledim. Tam itiraz edeceğim sırada telefonumun bildirim sesiyle bakışlarımı yatakta olan telefonuma çevirdim.

Elime alıp küçücük kalmasına izin verirken Demir'den geldiğini görüp üzerine tıkladım.

Demir: bana bir fotoğraf atmanda sakınca var mı?

"Ne diyor?" Selin'e bakışlarımı çevirip "fotoğraf"dedim.
Iyyy diyip ardından "nasıl?"diye sorduğunda bilmiyorum anlamında omuz silkttim.

Çünkü nasıl bir fotoğraf istiyorsa benim profilimde bir fotoğrafım vardı kullanabilirdi.

Can: profilimde fotoğrafım var

Demir: öyle değil

Gözlerimi devirip derin bir nefes aldım.

Can: benim fotoğrafımla boşalmanı istemiyorum. Ve kimseye fotoğrafımı atmayacağım

Böyle saçma bir şeyi hiç yapmayacaktım. Ve KİMSE ama kimseye 'vüçutumun' fotoğrafını atmayacaktım.

Selin yan tarafımdan "iyi oldu"diye mırıldanırken başımı sallayıp bir ara bu Demir konusuyla ilgilenmem gerektiğini aklımın bir yerine yazdım.

Evet buda böyle bir bölümdü.

EV ARKADAŞI /GAY Where stories live. Discover now