Adı Asya, Soyadı Çelik

22.4K 841 631
                                    

Öncelikle multimedyanın çok mükemmel olduğunun ben de farkındayım shdhdjdj.

Not(daha doğrusu acı gerçek): bazı olaylar gerçekten yaşanmıştır.

"Bunu yapmak zorunda değiliz Asya. Gel, yol yakınken geri dönelim."

"Eninde sonunda yapmak zorunda kalacağız zaten Doruk."

"Bak son kez soruyorum, emin misin?"

"Ne yapalım, başka bir seçeneğimiz yok."

"Tamam o zaman. 3 diyince. 1... 2... 3..."

Ve o an, okulun bahçesine ilk adımımızı attık. Sonra ben de etrafa bir göz gezdirip her şeyin normal olduğunu görünce yavaşça Doruk'a döndüm.

"Öldük mü lan?"

"Henüz değil. Ama bak benden söylemesi, lanetlendiğimize dair belirtiler hissediyorum."

"Ne gibi?"

"Mesela şu an insana benziyorsun."

"Tövbe de. O ne öyle, düşünsene mal değilmişiz falan... Tövbe tövbe."

"Sen harbi malsın."

"Teşekkür ederim. Benim için bir onurdur. Hem sen bana sataşacağına söylesene, Ebru'yla tartıştık diyordun geçen, ne oldu o iş?"

"Dur sınıfa çıkalım anlatırım kanka."

Sonra okulun kapısının önünde konuştuğumuzu hatırlayınca isteksizce de olsa içeri girip merdivenleri çıkmaya başladık. Ve sonunda 3. katta 10/C sınıfını bulduğumuzda da sınıftan içeri girdik.

Sınıftaki sıraların yarısından fazlası çoktan dolmuştu. Biz de Doruk'la cam kenarındaki sondan üçüncü sıraya doğru ilerledik. Burası bizim için şu anlık en uygun yerdi çünkü diğer yerler ya en arka ya da en öndü.

Ben yavaşça sıraya otururken Doruk birkaç metre öteden çantasını sıraya fırlattı, ki ben hâlâ kafama atmaya çalıştığını düşünüyorum, ve sınıfta büyük bir gürültü çıkarmayı başardı. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi montunu çıkarırken şikayet etmeye başladı.

"Bu ne ya? Anam ağladı. Hergün bu kadar merdiven çıkmam ben."

Ben de üstümdeki montu çıkarırken bir yandan da ona cevap verdim.

"Valla mecbur çıkacağız da bence sen bir şeyi çok istiyorsun."

"Neyi?"

Çıkardığım montu ona uzattım.

"Bunu benim yerime asmayı."

Doruk'ta bir süre ne dediğimi anlamaya çalışır gibi davranıp sonra "Mal ya." dedi ve montu elimden aldı.

O uzaklaşırken ilk defa gördüğüm bir kız bana doğru yaklaştı. Ben acaba arkamdaki biri için mi yanıma geliyor diye düşünürken arkama dönünce arkamdaki sıralarda 4 tane çantadan başka bir şey olmadığını gördüm. Tekrar önüme döndüğümde ise kızın gülümseyerek bana bakan suratıyla karşılaştım.

"Merhaba! Ben bu sınıfa yeni geldim de."

Aferin sana, iyi halt ettin.

"Hoşgeldin."

"Ben Yeşim."

"Ben de Asya."

"Söylentileri duymadın galiba."

Yeşim'in arkasından gelip sıraya oturan Doruk lafı ağzımdan alıp ona "Ne söylentileri?" diye sordu.

"Söylentilere göre, arkanızda oturan kişiler var ya, onların yakınında duran kişiler çok geçmeden sinir krizi geçirip deliriyormuş."

Çünkü MalsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin