And now you're out of sight, yeah

83 15 59
                                    

Haechan ile tanışmamız lisenin ilk yılında olmuştu. Yangyang ile aynı okula gelmeyi başarıp ayrı sınıflara düştüğümüzde sıra arkadaşım olmuştu. Soluk pembe, gülü andıran saçları yüzünden ona pamukşeker diyordum Yangyang'a anlatırken. Lucas Haechan'ı ilk gördüğünde esmer bomba diyivermiş ve bir süre bizimkilerin diline bu lafı dolamıştı. 

İçi içine sığmayan hayat dolu bir çocuktu Haechan, onu gördüğünüzde hayat dolu enerjisi size bir şekilde yansırdı. Gülüşünü gördüğünüzde ise ne kadar mutsuz olursanız olun sizde bir tebessüm oluşmasını sağlar, bal gibi tatlı sesiyle sizin içinizi eritirdi. 

Anne ve babası 7 sene önce ayrılmış, daha 10 yaşındayken ablası ve annesiyle Çin'e taşınmışlardı. Başta hiç konuşamadığı için içine kapanık bir çocuk olmuş, zamanla dilimizi öğrenmeye başladığında konuşmadığı kimse kalmamış. 

Bizimle konuşurken arada hala kelimeleri karıştırıyor, kendine has telafuzuyla ona gülmemizi sağlıyordu. Bizimkiler, Haechan biyoloji öğretmenine soru soracakken yanlışlıkla kocasının katıra benzediğini söylediğinde baya dalga geçmişlerdi. 

Hae böyle girmişti arkadaş grubumuza, varlığı ile onurlandırmıştı bizi. Grubun sevgi ve sevimlilik ihtiyacını karşılıyor, bize düştüğü oğlanları bıkmadan usanmadan anlatıyordu. 

Ha birde şu Micheal Jackson hayranlığı yok muydu? Kitaplığı harçlığından biriktirerek aldığı kasetlerle ve plaklarla doluydu. Yanınızdayken ansızın bir anda Beat it söylemeye başlayabilirdi. 

Bir gün matematik dersinde gaza gelerek Smooth Criminal söylemeye başladığında yerimizde duramayarak dans etmeye başladığımız ve dersin akışını bozduğumuz için müdüre gönderilmiştik. Shotaro'nun aslan gibi dansçı şeker çocuk olduğunu o gün öğrenmiştim mesala. 

"Bu sefer kesin aşık oldum diyorum size."

Okul bahçesinde oturmuş gelen geçeni izlerken Hae heyecanla söylemişti. Açık kahverengi biraz uzun saçlarını fönlememiş kıvırcık bırakmıştı. Bu haliyle kıvırcık marula benziyordu. Son 1 saatir bize bir oğlana vurulduğunu anlatıyordu.

"Mark için de aynısını söylüyordun Haechan."

Chenle yine bacak bacak üstüne atmış önümüzden geçen kız grubuna bakarken söylemişti.

"Şu amerikalı çocuk için de aynısını demiştin. Neydi adı?"

"Johnny." 

Shotaro'ya cevap olarak söylemiştim. Bahsetmiştim size Haechan her ay bir başkasına aşık olur diye. Bu isim listesi uzar giderdi daha. Haechan her seferinde yaptığı gibi pöflemiş ve siz beni anlamıyorsunuz abi demişti.

"Bir senin birde Dejun'un aşk hayatı akraba soyumdan daha karışık anasını satayım."

Yangyang söylediğinde başlarım çarkına demiş ve ona bakmıştım.

"Ne alaka abi?"

"Hiç Yangyang'a bakma öyle doğrular bunlar Dejun. Geçen aya kadar beyler şu kız bana bakar mı? Bu kızın elleri çok güzel acaba çıkma teklifi etsem mi? diye yanımızda geziniyordun."

Hayda ama, geçmiş yaşam tecrübelerimizden mi bahsedecektik? Ne var yani insanların ellerinin verdiği hissiyatı seviyorsam, başka neyden hoşlanacaktım ki? Chenle'ya gözlerimi devirmiştim. 

"Tamam hadi susun. Anlat Hae bu sefer kime aşık oldun?"

Yerde bağdaş kurarak oturmuş arkadaşıma bakarak söylemiştim. Bir banka sığmıyorduk, yan taraftaki bank da istediğimiz kadar yakın değildi. Bu yüzden her seferinde iki kurban seçilir ve yere çökerdi, veya kucağımıza otururdu. 

90's love ; Xiaodery  (askıda)Where stories live. Discover now