1.Bölüm

18.1K 303 87
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Elim,günden güne hızla büyüyen karnıma dokunduğunda içimi anlamsız ve tarifsiz bir duygu kaplamıştı. Annelik duygusunun vermiş olduğu bu muhteşem haz bambaşkaydı. Bu ömrümde hissettiğim hiçbir duyguya benzemiyordu. Bu eşsiz bir şeydi.

Elimi karnımın her yerinde gezdirdim naifçe. Sanki karnımı değil bebeğimi okşuyormuş gibiydim,ôyle narin öyle kibar.
Kokusunu içime çekeceğim gün için sabırsızlanıyordum. Kollarıma alıp nefesini hissettiğim anı özlem ve sabırsızlıkla bekliyordum. O bir şans gibiydi,yeni bir umut gibiydi. Kokusu benim kokuma karışan bir umut.

"Güzel kızım."dedim cümlelerimi duyduğunu,beni dinlediğini varsayıp.

Belki de öyle istedim o an. Beni duysun,dinlesin istedim.

"Güzel kızım,bana çok iyi geldin,iyi ki de geldin.."dedim yalnızca onun duyabileceği ses tonuyla.

Elimi biraz daha gezdirdim karnımda. Son zamanlarda atmaya başladığı tekmelerinden birini atmıştı tekrar. Parmak uçlarımı tekme attığı yere koydum heyecanla. Onu hissediyordum bana- annesine - kavuşmak için çırpınan minicik bedenini hissedebiliyordum.

Oturduğum yerden yavaşça kalkıp pencereye yaklaştım,Sacit henüz gelmemişti.

Sacit'le bundan iki yıl evvel görücü usulü ile evlenmiştik.Sacit'in halasıyla annem bir komşu oturmasında tesadüfen rastlaşmışlar. İkisi de kendi hayatlarını,yaşantıları ve evlatlarını anlatırken konu buralara kadar gelmiş.

Sacit'le mutluyum aslında. İyi biri,bana kötü davranmaz. Ne dedimse ikiletmeden alır. Ama insan unutamaz ya ilk aşkını,o kalbini ilk farklı duygularla tanıştıranı o misal benimkisi de.

Her sabah saçımı iki yandan güzelce örer,çiçekli elbisemi giyip mahalleye arkadaşlarımla oynamaya çıkardım. Sokağın kenarında,arkadaşlarımla kaldırıma oturup oyun oynarken bir gözüm hep onun üzerindeydi.Futbol oynardı onlar genelde. Kıvrak hareketlerle topu rakibinin ayağından kolayca alır,kale olarak kullandıkları iki taşın arasına yollardı. Her gol atışında gülümseyerek ona bakardım,içten içe tebrik ederdim onu. Bir keresinde topu bilerek kafama atan arkadaşlarına çok sert çıkışmış beni savunmuştu.

Bazen de okulda rastlaşırdık Kemal'le. Sınıflarımız farklı da olsa kantinde,koridorda görürdük birbirimizi. Beni gördüğü zaman tek gôzünü kırpardı hep. Ben ise başımı eğerek kızarmış yanaklarımla geçip giderdim yanından.

Sonra bir gün koca koca nakliye kamyonları geldi Kemallerin evinin önüne. Yavaş yavaş,içeriden çıkardıkları eşyaları kamyonlara taşıdı iri yarı adamlar. Anlamıştım tasındıkları,anlamıştım o kamyonla bir tek eşyaların değil de sevinçlerimin de gittiğini. O günün akşamında bana veda bile etmeden,arkasına bile bakmadan çekip gitti,gittiler. Hiç değilse bir veda etseydi diye yedim bitirdim kendimi yıllarca. Sonra kimse haber almadı onlardan. Ne gittikleri yeri öğrenebildik,ne de dönüp dönmeyecekleri.

𝚈𝙰𝙻𝙰𝙽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin