18

2.9K 212 500
                                    

13 bize döndü ve neler yapacağımızı anlatmaya başladı.

" Hoş geldiniz! Burası benim afetleri çalışmak için hazırladığım bir eğitim alanı. Adı ise Ummadık Olaylar Similasyonu! Şimdi size burada nasıl alanlar olduğunu anlatacağım. Burada yangın, heyelan, tsunami, fırtına gibi daha bir çok afet alanı var. Şu ana kadar yaptığınız eğitimlerde özgünlüklerinizin sınırlarını ve yan etkilerini keşfettiniz. Şimdi ise özgünlüklerinizi en iyi şekilde kullanma vakti! "

Bunlar tam bana göreydi. Bu similasyonda özgünlüklerimi tam anlamıyla gösterebilirdim.

Aizawa Sensei tam kimin nereye gideceğini açıklayacakken afet alanının ortasında mor ve siyahımsı bir bulut ortaya çıktı. İçinden insanlar çıkarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Galiba bu bir çeşit portaldı. Acaba Aizawa Sensei villianlar mı getirtmişti? Tamam da o zaman neden portalla girmişlerdi?

Aizawa Sensei onlara bakarken kararlılıkla konuşmaya başladı.

A" Bunlar benim planladığım bir oyun ya da bir şaka değil. Kimse salakça bir şey yapıp kahramancılık oynamasın. Ben oraya gidiyorum. 13 sen çocuklarla kal. Kaminari sen birilerine haber vermeye çalış! Hatta mümkünse gidin buradan."

Aizawa Sensei özgünlüğünde olduğu kadar dövüşte de iyi olduğunu bize kanıtlarcasına önündeki villian ordusunu ezip geçiyordu. Bu karmaşanın ortasında yüzünde ve vücudunda eller olan birinin, ki galiba baş kötümüz oydu, ' All Might yok mu? Ah ne yazık boşuna bu kadar adam toplama zahmetine girdim...' dedi.

Ben ona dehşetle bakarken her şey kafamda oturmaya başlamıştı. 13 ve Aizawa Sensei'yi konuşurken duymuştum. Normalde buraya All Might'ta gelecekmiş ama son anda bir işi çıktığından geç kalacakmış. Demek villianlar bunu biliyordu... ama nasıl?

13 Sensei beni daldığım yerden kurtarıp kolumdan çekiştirerek kapıya doğru götürüyordu. Kendime gelmemle karşımda o mor ve siyah bulutu bulmam bir oldu. Tek farkı bu sefer bir yüzü vardı. 'Maalesef buradan çıkmanıza izin yok. Biz kötüler birliği buraya saygısızlık edip izinsiz girdik. Bunun için özür dileriz-"

Bakugou ve Kirishima dinlemeden villianın üstüne atladı. Ama bu hiçbir işe yaramamıştı. Villian gülüp konuşmaya başladı.

" Benim beklentilerim sizin için daha yüksekti. Ne de olsa siz U.A. nın kahraman adaylarısınız..."

Villian konuşurken Bakugou ve Kirishima bizim yanımıza geldi.

" Burada ki herkesin bir görevi var... Benim görevim sizi dağıtıp acı içinde kıvranarak öldürmektir!"

Bakugou elimi tuttuğunda kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Bizi bir yere ışınladığında korkuyla etrafıma baktım. Yanımda sadece Bakugou ve Todoroki vardı. Peki diğerleri neredeydi? Daha doğrusu biz neredeydik?

Galiba bir binanın içindeydik. Tahminimce burası deprem alanıydı. Ben bunları düşünmeye başlamışken etrafımızı villianlar sardı. Todoroki buzunu kullanarak kendi önündekileri etkisiz hale getirirken Bakugou onların yüzünü patlatıyordu. Ben ise korkuyla ne yapacağımı bilemeyerek duruyordum.

Bir villian Todoroki'ye saldıracakken kendime geldim ve onu hava özgünlüğümü kullanarak ittim. Galiba artık bu savaşa benimde dahil olmam gerekiyordu. Villianlarla savaşırken durmadan yenileri geliyordu. Bakugou'ya nerdeyse mutlu diyecektim çünkü özgünlüğünü kullanırken sırıtıyordu ve her zaman ki gibi 'Geber!' diye bağırıyordu.

Artık yorulmaya başlamıştık. Tam artık pes edecekken Bakugou sonuncusu olduğunu düşündüğümüz villianı da patlattı. Derin bir nefes aldık ve kendimizi soğuk zemine bıraktık.

Bakugou X Reader - Bizim -Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα