5.2

66.2K 4.5K 4.8K
                                    

Sia - I'm Still Here

***

DENİZ DEMİR

"Deniz kapıyı ört."

Enes'in sakin ama bir o kadar da sert sesini duyduğumda birkaç saniye aptal aptal etrafa bakınmış, daha sonra kapıyı kapatmam gerektiğini akıl edebilmiştim. Kapıyı örtme girişiminde bulunduğumda karşımdaki kadın, kapının arasına ayağını koyarak kapatmama engel oldu. Yine de örtmeye çalışırken elini kapıya yaslayıp ittirdi ve açılan boşluktan içeri girdi. Kapı uyguladığım baskıyla sertçe kapanınca tedirgince Enes'e doğru döndüm.

Boş bakışlarının odağı annesiyken kapının pervazına yasladığı elini yumruk yapmıştı. Gözlerini yumup kafasını eğerek derin bir nefes çekti içine ve hemen ardından başını kaldırıp sert bakışlarını annesine yöneltti. Gerçi bu kadına anne denilebilir miydi bilmiyordum.

"Senin ne işin var burada?"

"Seni ve kardeşini görmeye geldim."

Alayla güldü Enes ve bakışlarını etrafta gezdirdi. "Bunca yıldan sonra hangi yüzle?"

Yüz ifadesine rağmen sesi oldukça sakin çıkıyordu. Her an bağıracakmış gibi durmasının yanında bu şekilde sakin kalabiliyor olması garipti. O sırada Enes'in hemen arkasında Deniz belirdi. Yavaş adımlarla çekingen bir şekilde kapının önüne kadar yaklaştığında Enes onu fark etmemişti bile.

Alt dudağımı dişleyip Enes'in annesine çevirdim bakışlarımı. Enes'in yanında duran Deniz'e bakıyordu doğrudan. "Çok büyümüş." Dedi bakışlarını Deniz'den ayırmadan. Annesinin konuşmasıyla Enes'in bakışları kardeşine kaydığında varlığını yeni fark etmişti. Hızla Deniz'in önüne geçerek görüş açısını kapattı.

"Bakma ona!"

"O benim çocuğum elbette ki bakacağım!"

Olduğum yerde dikilmeyi kesip Enes'in yanına gittim. Deniz'in yanına diz çöktüğümde Enes mutfaktan tamamen çıktı ve annesinin karşısına geçti. "Çocuğunsa bu kadar zamandır neredeydin?"

"Deniz." Dedim onun dikkatini çekmek için. Korku dolu bakışları Enes ile annesinin üzerindeydi ve muhtemelen ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Hadi gel biz içeride o televizyondaki oyunu oynayalım seninle." Kafasını hızlıca iki yana salladı.

"Deniz abla o benim annem mi?"

Dudaklarımı birbirine bastırarak bakışlarımı kaçırdım. Bildiğim kadarıyla Deniz çoğu şeyden haberdârdı. Annelerinin onları bıraktığını biliyordu. Yine de o küçük bir çocuktu, annesi ne yapmış olursa olsun istese de kin tutamazdı.

"Evet kızım, ben senin annenim." Kadın bu tarafa doğru gelmek için hareketlendiğinde Enes önüne geçerek ona engel oldu. "Sakın! Sakın ona ben senin annenim deme. Sen anne olamayacak kadar sorumsuz bir insansın. Kendine anne diyerek çocukları için canını yok sayacak annelere haksızlık etme!"

Enes'in bu ani çıkışıyla kadın afallarken, hâlâ diz çöktüğüm yerde korkmasını engellemek amacıyla Deniz'in ellerini tuttum. Küçücük parmakları sıkıca elimi kavradığında gözlerinin dolu dolu olduğunu görmüştüm. Bu görüntü karşısında içim acırken kadının bağırışıyla dikkatimi onlara verdim.

"Sizi ben büyüttüm! Annenizim ben sizin, sen bunu inkâr edemezsin!"

"Sen mi büyüttün?" Enes sinirle saçlarını karıştırdı. "Bir yaşıma daha gireceğim şimdi şurada! Ne büyütmesinden bahsediyorsun sen?" Kadın hiçbir şey demeden sustu. Fakat kibirli hâlinden asla ödün vermiyordu. Biraz önceki tedirgin hâlleri çoktan gitmiş, yerini kendini bilmiş bir ifadeye bırakmıştı.

KORKAK | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin