7.5

57.7K 4.1K 6.2K
                                    

Yedinci Ev - Utanıyorum Halimden

EGE DEMİR

Sabah ılık bir nefesin düzenli bir şekilde boynuma çarpıp durmasıyla uykudan uyanırken yavaşça gözlerimi aralamıştım. Aniden gözlerimi açtığım gibi yüzüme vuran güneş ışıklarını fark edince suratımı buruşturmuştum istemsizce. Bir elimi pencereye doğru uzatıp kenarı açık olan güneşliği düzgünce çektim. Güneş ışığı artık yüzüme vurmadığında rahat bir nefes almıştım.

Bakışlarım Miray'a döndü. Onun yüzü boynuma gömülüyken benim bir elim belini sıkı bir biçimde kavramıştı. Düzenli nefes alış verişleri boynuma çarpıyor, tenimi uyuşturuyordu. Kafamı biraz geriye doğru çekerek yüzünü görüş hizama soktum.

Hareket ettiğimi hissetmiş olacak ki o da biraz yerinde kıpırdanmıştı fakat uyanmamıştı. Bir süre yüzünü inceledim. En son ona bu kadar dikkatli baktığımda kollarının arasında ölmek üzere olduğumu düşünüyordum ve yüzünü unutmamak için hafızama kazımaya çalışıyordum. O anı hatırladığımda dudaklarımı birbirine bastırdım sıkıntılı bir biçimde.

Derin bir nefes alıp Miray'ın belindeki elimi geri çektim yavaşça. Uyanmamasına dikkat ederek onu kendimden biraz uzaklaştırdığımda sırtımı tamamen yatağa yaslayıp bakışlarımı tavana diktim. Miray pozisyonu bozulduğundan dolayı bir şeyler mırıldanmıştı. Ne dediğini anlamasamda rahatsız olduğunu fark edebilmiştim. Yatağın köşesindeki küçük yastığı alarak kollarının arasına bıraktım. Bir şeylere sarılmadan uyuyamadığı için yastığı fark eder etmez direkt sarılmış ve uykusuna kaldığı yerden devam etmişti.

Yaptığım harekete karşı kendi kendime gözlerimi devirdim. Bir tek çocuk gibi kandırmadığım kalmıştı, onu da yapmıştım an itibariyle.

Miray'a hâlâ kızgındım. Kızgınlıktan da öte kırgındım. Bu kızgınlıkla karışık kırgınlık hâli içimde bir yerlerde varlığını hep sürdürecekmiş gibi hissediyordum ve bu his berbattı. Bu his yüzünden Miray'a kötü davranmaktan korkuyordum. Kaldı ki hastanedeki tavırlarımla onu yeterince üzmüştüm. Sıkıntılı bir biçimde yüzümü sıvazladım.

Hiçbir şey olmamış gibi davransam gururum ağır basıyordu, soğuk yapmaya kalkışsam ben bir türlü rahat edemiyordum. Haklıyken bile Miray'ı üzmemek için ekstra bir çaba gösteriyordum. Gelip ağzıma sıçsa yine o üzülmesin diye tavırlarıma dikkat etmeye kalkışacak duruma gelmiştim.

Ellerimi yüzümden çekip yana dönerek Miray'a baktım. Gözlerinin altındaki morluklar dikkatimi çekmişti. Elimi yaklaştırıp baş parmağımı morlukların olduğu kısımda gezdirmeye başladım. Hastanede uyandığım ilk gün daha beter hâline de şahit olmuştum, bu daha hiçbir şeydi o hâlinin yanında.

Parmağım usulca yanağında gezinirken olduğu yerde kıpırdanmaya başladı. Sanırım onu uyandırmıştım. Eli yanağındaki elimin üzerine gitti sırada gözleri de açılmıştı. Bir an afallasam da kısa sürede toparlanıp elimi yavaşça yanağından çektim. Sırt üstü uzanıp bakışlarımı tavana diktiğimde gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

"Günaydın." Dedi uykulu bir ses tonuyla. Gözlerimi Miray'a çevirmeden "Günaydın." dedim.

Boş boş tavanı izlerken Miray da kendine gelmek için geriniyordu. Bir süre uykudan tamamen uyanmaya çalıştı. Uyanmanın verdiği mahmurluğunu üzerinden atabildiğinde yatakta oturur pozisyona geçmişti. Gözlerini etrafta gezdirdi birkaç saniye ve sonra yine bana baktı. "İçeriden sesler geliyor, kahvaltı hazırlıyorlar sanırım. Gidelim mi?"

Bakışlarımı yan taraftaki duvarda asılı olan saate çevirdim. 08.37

"Daha erken ben biraz daha uyuyacağım, sen git."

KORKAK | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin