0.6

94.3K 6.8K 2.4K
                                    

Birileri - Halledebilirdik.

"Bir saat ya yemin ediyorum tam bir saat babamı sevgilim olmadığına ikna etmekle uğraştım." Kantinde oturmuş çikolatamı yiyordum. Bir yandan da Hazal ve Kuzey'e dün olanları anlatıyordum. "Sevgilin olsa baban kızar mı ki?" Diye sordu Hazal, poğaçasından bir parça bölerken. İlk teneffüsteydik. Ben evde kahvaltımı yaptığım için sadece çikolata yiyordum. Hazal ve Kuzey'in evde kahvaltı etmek gibi alışkanlıkları yoktu. O yüzden her gün ilk teneffüsümüz kantinde geçiyordu.

"Kızmaz aslında," Diye cevap verdim ve ekledim. "Ama üzülür. Ona göre kimseyi sevmemeliymişim sadece onu sevmeliymişim karşı cinsten falan. Kıskanç yani."

"Anladım. İleride birisini karşısına çıkardığında babanın ne yapacağını merak etmeye başladım." Başımı salladım. Ben de merak ediyordum.

"Kanka," Dedi bana hitaphen Kuzey. "He kanka."

"Bu kızı tanıyor musun?" Telefonunu bana çevirdi. Masada biraz yaklaşarak telefona baktım. Instagram'da bir kızın gönderisi açıktı ekranda. "Melisa bu." Çok konuşmuşluğumuz yoktu ama tanırdım ve tatlı bir kızdı.

"Kanka adının Melisa olduğunu bende biliyordum. Kim bu? Kimlerden?"

Hazal uzanarak telefona baktı. "Oha okul birincisi bu, nasıl tanımazsın?"

"Hadi be!" Dedi Kuzey hayretle. "Bu kızda o kadar zeka var mıymış? Vay be." Telefonu kendine çekirip ekranı kaydıra kaydıra kızın diğer fotoğraflarına bakmaya başladı. "Kızı görsen hayvan gibi çalışıyor kanka. Bir dakika bile boş durmuyor. Kız tuvalete gitmeyi vakit kaybı olarak görüyor öyle diyeyim." Allah'ım sen konuyu biliyorsun, şu azmin birazı da bana lütfen. Amin.

Derslerim çok kötü değildi fakat çok iyi de sayılmazdı. Yedi ay sonraki üniversite sınavında iyi yerleri tutturacak kadar iyi değildim. Doğrusunu söylemek gerekirse bu zamana kadar baba parasına güvenmiştim. İyi bir yer tutturamazsam bile hiç yoktan özelde okurum diye düşünmüştüm. Ancak bu düşüncelerim bu senenin başında babam tarafından çürütülmüştü. İyi bir yer tutturamazsam özelde okutmayacağını, sınavı kazanana kadar çabalamam gerekeceğini söylemişti. Çünkü özelde okusam bile okulu bitirdiğimde bir şeye yaramayacaktı. Boş yere okumaktansa çabalamam gerektiğini söylemişti.

"Ders çalışmayı da hiç sevmem." Kuzey'in sesiyle bakışlarımı masadan ayırdım. "Bu kıza yürüyecek başka yol yok gibi de duruyor. Eleyelim o zaman bunu."

"Niye ya? Melisa çok tatlı bir kız. İlla birisine yürüyeceksen Melisa'ya yürü."

"Ya kız hoşuma gitti yalan yok. Ama ben ders çalışan bir insan değilim, şimdi kızı derslerinden alıkoyarım falan. Hiç o toplara girmeyelim." Omuz silktim. Kendi bilirdi.

Daha sonra zil açılınca söylene söylene sınıfa çıktık. Sayın okulumuz on ikilere işkence çektirmek istediğinden olsa gerek sınıflarımızı en üst kata koymuştu. O da yetmezmiş gibi kantin giriş katındaydı. İşkence değil de neydi bu şimdi?

Hazal ile birlikte oturduğumuz sıramıza geldiğimizde cebimdeki telefonum titredi. En arka ve cam kenarı olan güzel sırama kurulduktan sonra telefonumu çıkardım. Bu sıra için Ege ile kavga etmiştik ve elbette ki ben kazanmıştım. Ege şahısı aklıma geldiği için yüzüm buruşurken, telefonumun ekranında gördüğüm isimle iyice memnuniyetsiz bir hal aldı.

Ege; Şşt turunç

Miray; Ne var?

Ege; Çok kibarsın, bu kibarlığın karşısında gözlerim yaşardı

KORKAK | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin