45. bölüm: Darmaduman

Mulai dari awal
                                    

Ayağa kalkıp telefonu cebime koyduktan sonra hızlı adımlarla yanına gitmeye başladığım an o koşarak yanıma geldi ve boynuma sarıldı. "Kaan." dediğinde sesindeki titremeyi hissetmiştim.

Bir elimi beline dolayıp diğer elimle saçını okşadığımda gerginligi almak istemiştim. Ama belliydi, hemen toparlanacak vaziyette değildi.

Kafasını kaldırıp masumca "Çok beklemedin değil mi?" dediğinde hızlıca kafamı salladım.

"Hayır bir tanem."

Derin bir nefes verip turuncumsu dudaklarını birbirine bastırdığında çenesinden tutup kafasını hafifçe kaldırdıktan sonra "Güzelim... Ne oldu sana böyle?" diye sorduğumda dudakları titredi.

Güçlükle "Çok kötü şeyler oldu Kaan. Çok." dediğinde bunların ayaküstü konuşulacak şeyler olmadığını bildiğimden elini tuttum ve arabama doğru ilerledik.

Birlikte arka koltuğa geçtiğimizde soğuktan üşüyen ellerini avuçlarımın içine alıp ısıtmaya çalışırken o bana yaslandı.

Bir müddet bu şekilde birbirimize yaslanıp boş boş önümüzdeki koltuğu izlerken koluma düşen bir damla ile Kardelen'e baktım.

Ağlıyordu.

Sağ elimi sol yanağına koyup "Kardelen'im, ne oldu?" diye sorduğumda yutkunup elinin tersi ile göz yaşlarını sildi.

"Benim abim ve kuzenim çok kötü işlere karıştı." dediğinde hiç konuşmadan onu dinlemeye devam ettim. "Tehlikeli adamlara borçlandılar, kumara bulaştılar."

Birden aklıma nişana gitmeden önce kafeye gittiğimizde abisinden bahsettiği an yüzüne yayılan keyifsiz ifadeyi anımsadım. Belki bu yüzdendi o günkü huzursuzluğu.

Kızaran burnuma baktığımda devam etti "Bugünkü nişanda borçlandıkları adamlar geldi. Baskın yaparcasına."

Ağzım 'o' şeklini aldığında şaşkınlığımı gizleyemedim. Gerçekten kötü şeyler yaşamış olmalılardır. Bir de konukların önünde bunları yaşamış olduklarını düşününce ne kadar zor duruma düştüklerini tahmin edebiliyordum.

Bir kez daha elinin tersi ile gözyaşlarını sildiğinde "Babam çok üzüldü. O kadar üzüldü ki sinir krizi geçirdi." dedi ve ekledi. "Abim bir çok kez babamı hayal kırıklığına uğrattı ve bu sefer babam dayanamaz hale geldi."

Sakallarımı karışırken "O ambulans sesi..." diye sayıkladığımda Kardelen kafasını salladı.

"Evet. Babam için geldiler."

Sakince "Şimdi nasıl babanın durumu?" dediğimde çantasından peçeteyi çıkarttı.

"Daha iyi. Ufak bir krizdi. Bir kaç saat hastanede kaldık. Eve gittikten sonra biraz yanında durdum." dediğinde şu an normalden daha fazla sevgiye ihtiyacı olduğunu hissettim. Saçlarından öptüğümde kısık çıkan sesiyle devam etti.

"Dersler yüzünden dönmek zorundayım. Yoksa babamı bırakmak istemiyorum."

Kafasını hafifçe kaldırıp bana baktığında yanağını okşayıp "Dur burada bir tanem, geleceğim." deyip yavaşça kollarından ayrılıp terminaldeki açık olan markete girdim.

Bana çay getiren amcayı selamlayıp su aldım ve tekrar Kardelen'in yanına gittim.

Su şişesinin kapağını açıp bizzat kendim içerim suyu. Bir kaç yudum içtiği suyun kapağını kapatıp bir kenara bıraktıktan sonra tekrar ona sarılıp "Daha iyi misin?" diye sorduğumda hiç cevap vermedi.

√61+2x≠-4y [MAZRUB]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang