43. bölüm: Meçhul His

347 28 12
                                    

Ben ve çılgın klavyemden yeni bir bölümle herkese merhaba! Satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın çiçeklerim 🥀❤️

Bölüm 43: Meçhul His

Meçhul* Bilinmeyen

Kaan'dan:

"Hava çok güzel." Müzik dinlerken gökyüzüne bakan Mete çayından bir yudum alıp havayı yorumladı.

Telefonumu masaya koyup "Öyle." dediğimde bende etrafa bakındım. Terastan daha güzeldi gökyüzü.

"Kumru'yu okula bıraktın mı?"diye sorduğunda kafamı sallayıp yayın saatim için saati kontrol ettim. Henüz yayına vardı.

Gülümseyip cebinden çıkardığı şeylerin sesini duyup "Onlar ne?" diye sorduğumda avucuna sakladığı şeyleri gösterip sorumu yanıtladı.

"Deniz kabuğu..."

O an jeton düşmüş, bunun etkisiyle gülümseyip "Hımm ince mevzular." diye mırıldanmıştım.

Elindeki ufak deniz kabukları ile oynarken "Aranız nasıl?" diye sorduğumda yüzü düştü.

Oturuşunu düzeltip bana döndüğünde" Ona göre iyi bana göre kötü." diyerek özetlediğinde şaşkınlıkla baktım.

"O nasıl oluyor?"

"O, kendisine beslediğim hislerden habersiz mutlu. Ben ise... İçime atmak istemiyorum." Dudaklarını ıslatıp bakışlarını tekrar deniz kabuklarına çevirdiğinde iç çekti.

"Neyse, o mutlu olsun da..."

Ensemi kaşırken kaşlarımı çatıp "Mete, ona açılsan?" diye sorduğumda kafasını kaldırdı ve dinlediği şarkıyı başa sardı.

Derin bir nefes alıp "Duygularımı açtığımda vereceği tepkiden değil, ona geçmişte yaşadığı şeylerin düşüncesini hissedip korkmasından ürküyorum." dediğinde bir kez daha Mete'nin Özüm konusunda hassas olduğunu anladım.

Tatlı ama serseri bir gülüşle "Özüm üzülmesin oğlum. Kıyamam ki ben ona." dediğinde bir kaç kez omzuna vurduğumda gülümseyip dudaklarını birbirne bastırdı.

"Bu deniz kabuğunu o verdi. Sahile gittiğimizde." Sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi deniz kabuklarına odaklanıp devam etti. "O gün deniz kabuğu bulmak için sizden uzaklaştığımızda çok daha sessiz bir yere geldik. Sadece denizin sesi vardı. O kadar güzeldi ki biz konuşmadık, deniz konuştu. Biz sadece bakıştık."

Çok gülüyorsun aslanım. Hep gül böyle.

"Onun yemyeşil gözlerine ilk defa o kadar uzun baktım. Beni derin bir kedere götürdü. Beni aşka götürdü. Beni kendime götürdü. İçimdeki yalnızlığa." derken bile yorgun çıkmıştı sesi.

"O çocuk gibi sevinçle deniz kabukları toplarken usanmaz bir adam olup peşinden dolandım. Hep olmasını istediğim şey... O gitsin peşinden divane gibi peşinden gideyim. Kumlara bata çıka."

Deniz kabuklarını cebine koyup "Dedim ki 'Deniz kabuğunu kulağına koyduğunda istediğin bir şarkıyı duyarmışsın.' böyle saçma bir şeye inanmadığımı da söyledim ama maksat eğlenmek işte. O yüzden deniz kabuğunu dinledi. Hiçbir şey duymayınca telefonunu çıkarıp bir şarkı açtı. Şu dinlediğim şarkıyı... Cem Adrian, Hande Mehan- Sen benim şarkılarımsın" dediğinde susup şarkıyı en baştan dinledik.

√61+2x≠-4y [MAZRUB]Where stories live. Discover now