ÖZEL | SEN RAHAT UYU BEBEĞİM

5.2K 683 259
                                    

"Umut et. Sev. Sevil. Gülümse. Düşün. Ağla. Kalk ayağa. Dizlerin kanasın ama sakın acıyı görmezden gelme. Gözyaşlarını silme. Bak kendine aynada. Gördüğün kadına bak. Nasıl acı çektiğini gör ki, canının yandığını saklama kendinden. Asla nefret etme o yanakları ıslanmış yüzden. Sadece bak ve gör o yaşlı gözlerde parıldayan umut ışığını."

Seneler önce Bahar abla söylemişti bana bunları. Babam ve Karan beni kaçırdıktan ve tekrar malikaneye geri geldiğim günlerde söylemişti. Şefkat ile ettikleri işkence zihnimin her bir zerresine sızmış ve benim soluklarımı keserken yatağıma oturmuş, ellerimi sımsıkı tutmuş ve bir anne edasıyla konuşmuştu. Bunları söylerken sessizce gözyaşı döküyordu çünkü her ne kadar güçlü durmaya çalışsa da o da acıları içinde kıvranan yaralı, yaralandığı kadar da güçlü bir kadındı.

Kalbimin en derinlerinde, sonsuz bir uykuya dalmış bir histi şimdi soluklarımı benden esirgeyen. Gözlerimdeki yaşları aynadaki aksime bakarak izliyordum ve hissettiklerim de düşündüklerim de karmakarışıktı. Sağ elimin biraz ötesinde öylece duran cisme bakamıyordum. Korkuyor muydum?

Bahar abla gibi olmak beni korkutuyor muydu? Onun konumuna gelmek, onun sorumluluklarına benzer bir sorumluluk alacak olmam beni korkutuyor muydu?

Dizlerim delik deşik, daha akan kanlarım bile dinmemişken ayağa kalkamayacağım için miydi bu endişem? Sonuçtan mı nedenlerden mi kaçıyordum?

Umut etmek istiyorum ama. Sonuç her ne olursa olsun, nedenler her ne ile başlarsa başlasın umut etmeyi hiç bırakmak istemiyorum. Çünkü her ne kadar nefes alıyorsam o kadar da umut etmeliyim hayatta kalmak için. Yoksa bu acılar nasıl dinecek, bu gözyaşları nasıl kuruyacak?

Kirpiklerim tek tek titrerken kalbimdeki sızı daha da baskı yapmaya başladı ama bu sızının heyecandan olduğunu biliyordum. Bir mucize için heyecanlanıyordum. Bir mucizeyi var edip edemediğimin savaşıydı nedenlerim.

"Bu senin savaşın, bu senin mucizen." Mavi gözlerime uzun bir süre baktım. Sonucu beklerken yaptığım tek şey buydu.

Kendini gör Dila ama gözlerine değil, arka plandaki umutlarına bak. Nasıl da parıldıyorsun öyle? Nasıl da ışıl ışılsın? Ne çok yaran var ama ne de güzel kalktın ayağa her defasında? Ne güzel saç tellerin, titreyen parmakların... Ne güzel kadınsın Dila, ne büyük savaşçısın.

Peki korkmak? Bu seni var eden bir şey mi Dila? Acı çekerek öğrendin sen güçlü olmayı. Kimse sana güçlü olmanın ne kadar zor olduğunu öğretmedi ama babandan korkmadığın için aldığın nefeslerine bile umut karıştı. Bunu unutma Dila. Kim olduğunu, neler yapabileceğini unutma.

Gözlerimi aynadan çekip hiç düşünmeden lavabonun üzerinde duran teste baktım.

İki çizgi.

Gözlerimi tekrar aynaya çevirdim ve yüzüme tekrar baktım. Ne olacaktım ben? Tekrar teste baktım.

İki çizgi.

Sağ elim hemen karnıma gitti. Ellerim titriyor, gözlerimden akmak için yaşlar bekliyorken hiçbir şey yapmayıp sadece karnıma dokundum.

Dudaklarım titrerken kocaman bir kahkaha attım. Susturamadım kendimi. Yapamadım, avcumun içinde mucizemi hissetmeye başladığım andan itibaren saniyeler süren bir kahkaha attım.

"Anne olacağım." Aynadaki aksime bakıp söyleyebildiğim tek şey buydu. Doktorlar olmaz, deneyin ama başaramazsanız üzülmeyin demelerine rağmen bir mucize gerçekleşmişti işte. Anne olacaktım ben! Bu sefer bebeğimin ellerinden sımsıkı tutacak ve bir kez daha kaybetmeyecektim. Anne olacaktım ben! Bahar abla gibi, anne olacaktım ben.

KARA KİRAZ • DİLHUN | 2 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now