KARA KİRAZ • DİLHUN | 2 (TAMAMLANDI)

KKD | SAYDAM YÜREK

🍒

Bu bölümü umutları küçük yaşta elinden alınan, yaşamak için yaşından çok daha büyük davranışlar sergilemek zorunda bırakılan çocuklara ithaf ediyorum.

Bu bölümü aileleri ellerinden alınmış, öksüz ve yetim büyüyen çocuklara ithaf ediyorum.

Eğer olur da bir gün bu satırlarda karşılaşırsak sizin yerinize de umut ettiğimi bilin. Umut hep var. Hayat sizin ellerinizden çocukluğunuzu almış olsa da umutlarınızı elinizden almaya kimsenin gücü yetmez.

Ve siz, çok güçlüsünüz. Acılar içinde kıvranırken ayakta durduğunuz her saniye daha da güçleniyorsunuz. Bunu sakın unutmayın.

-Benden bütün umudu eksik çocuklara...

🍒

Kışın dondurucu soğuğu, şubat aylarının sonunda daha net hissedilmeye başlanmıştı. 2022 kışı, ezber bozacak cinsten soğuk geçiyordu. Gündüzleri tepeye çıkan güneş, aldırıcı bir sıcağı birkaç saatliğine hissettiriyor ama hemen sonra dondurucu bir soğuk ile buz tutturuyordu insanları.

Bu soğuklardan korunmak isteyen çoğu insan da evindeydi. Bu listenin en başında da Miraç ve Dila geliyordu. Birkaç gündür Dila'nın da Miraç'ın da tek meşguliyeti yeni evlerine taşınma telaşıydı.

Dila'nın kapısına elinde bir poşet ile dayanan Miraç, kadının eve girmek istemediği gözlerinden anladığı andan itibaren o evde kalmasına müsaade etmemişti ve kendi evlerine yakın bir mevkide yeni bir ev satın almıştı. Dila'nın bir daha Karadağ malikanesine adım atmayacağını bildiği için "Gel, evimize dönelim." gibi bir cümleyi hiç kurmamıştı bile.

İlk geceyi kendi bünyelerindeki otellerin birinde geçiren ikili, hemen ertesi gün ev bakmış ve Dila'nın da çok hoşuna giden iki katlı müstakil bir evi satın almışlardı. Miraç, evrak işlerini Batu'ya emanet etmişti ve tek odağını Dila yapmıştı.

Dila ile sabah saatlerinde evden çıkıyor ve yeni evlerinin mobilyalarını almak için saatlerce geziyorlardı. Bu olayı sadece üç gün gerçekleştirebilmişlerdi çünkü bütün ülkede Kerim'in haberleri yankılanıyor ve Dila'dan "Babasının suçlarını ihbar eden kadın" olarak bahsediliyordu. Haberlerde kendisine de yer verilmiş olmasından rahatsız olan Dila, göz önünde olmaktan hoşlanmıyordu.

Bu yüzden evlerine ilk önce terasları için bir koltuk takımı alan çift, ertesi günlerde koltuklarını ve yataklarını almışlardı ama kalan aksesuarları internetten getirmeyi tercih etmişlerdi.

Alaz bütün gününü Dila ve Miraç ile geçirirken Andre de gündüzleri birkaç saatliğine Sığınak'a uğrayıp Karan'ı kontrol ettikten sonra evine dönüyordu. Işık da çoğu zaman soluğu Dilalarda alıyor ve arkadaşıyla beraber vakit geçiriyordu. Bu yüzden Andre de günün çoğunluğunda Miraçlarda idi.

Karan için bir planı olan ikili, çoktan planı başlatmışlardı bile. Sığınak'ın bodrum katındaki küçük odaların birinde günlerdir tutulan Karan'a sadece yaşamasına yetecek kadar yemek veriliyor ve psikolojik bir şiddete maruz bırakılıyordu.

Kerim ise duruşmaya çıkartılana kadar bir cezaevine nakledilmişti. Suçları bir bir ifşa olmuş adamı suçlular ile aynı koğuşa atamayacaklarını bilen cezaevi müdürü, Kerim'i bir hücreye kapatmıştı. Ufak bir deliği andıran penceresi olan, kirli çarşafların serildiği betondan bir yatağın bulunduğu ve hemen solunda bir klozet ve bir çeşmeden ibaret olan odada günlerini geçiriyordu Kerim Milat.

Hayatı bu basık, kasvetli hücrenin dört duvarından ibaret olmuştu. Sadece avukatı ile görüşülmesine izin veriliyordu ve Kerim, ne yapıp edip avukatından onu kurtarmasını istiyordu. Bu yüzden beş avukat daha tutan Kerim, ücretlerini nasıl ödeyeceğini bile bilmeden bir savunma hazırlamalarını istemişti.