2.Bölüm

5.5K 227 19
                                    


Tamer...

Bugün bakıcı olarak seçtiğim Tolga gelecekti. Onun için evi toparlamam gerekiyordu sonuçta yabancıydı. Kerem uyurken hemen evi toparlamalıydım. İlk önce oturma odasına gidip odayı iyice toparlayıp süpürmeye başladım. Daha sonra evin geri kalanını temizlemeye devam ettim.

Tam işim bittiğinde Kerem'in ağlamasını duydum. Hemen odasına gittim. "Bebeğim benim uyandın mı sen?" Dedim. Beni gördüğünde hemen gülümsedi ve ellerini bana "kucak" anlamında yumarak hareket ettirdi.

"Seni yerim, seni ham yaparım" aynı zamanda kucağıma da alıyordum. "Hadi gel kahvaltıyı hazırlayalım, yemek yiyelim." Anlamış gibi gülücük attı. Sonra mutfağa doğru yol aldık.

Mutfağa gelince mama sandalyesine onu oturttum. Bende buzdolabına doğru yürüdüm ve kahvaltılıkları masaya koydum daha sonra portakalları çıkararak suyunu çıkarıp bardağa boşalttım. Kerem için de biberona koydum, daha sonra da Kerem'e verdim o da keyifle meyve suyunu içmeye başladı.

Ben de masaya yerleşip kahvatıyı etmeye başladım. Bakıcılık için gelecek olan Tolga gelmek üzeredir. İkimizde kahvaltımızı ettikten sonra bende bulaşıkları makineye yerleştirdim ve üstümü değiştirmeye odama gittim. Tam o sıra zil çaldı. Sanırım Tolga gelmişti. Ben de onu çok bekletmemek için kapıyı açmak için harekete geçtim.

Tolga...

Bakıcılık için geldiğim evin kapısının önünde bekliyordum. Ve kapı açıldığında 27-28 yaşlarında bir adam vardı ve çok yakışıklıyıdı. Saçları kuru olmasına rağmen parlıyordu. Gözlerinde ne olduğunu bilmediğim bi parıltı vardı. Sesi biraz kalın olsa da konuşurken yumuşatmış gibiydi. Daha fazla bekletmeden konuştum. 

"Merhabalar ben bakıcılık için gelmiştim. Adım Tolga zaten geçen gün konuşmuştuk."

"E-evet evet buyrun içeri geçin Kerem'le  tanışın, kaynaşın. Zaten benim oğlum oldukça eğlencelidir." dedi. Bende tamam anlamında başımı salladım.

İçeri geçtiğimizde oyun parkı dedikleri şeyin içinde oyuncaklarıyla oynuyordu ve o kadar tatlı görünüyordu ki anlatamam daha şimdiden içime doğmuştu iyi anlaşacağımız. Siyah saçlı, mavi gözlü, yanağında tabir-i caizse belediye çukuru bir gamzesi vardı. Onu bir an önce sıkmak istiyordum.

Tamer...

İçeri girdiğinde yüzü oldukça güleçti. Her ne kadar etkilensem de önceliğim oğlum ve ben yokken sanki ben varmışım gibi hissetmesiydi. Biraz Tolga ve Kerem'in etkileşimini izlemeye karar verdim. Çok şirin görünüyolardı. Biraz sonra Tolga kapıya doğru hızlandı. Meraklanmıştım.

Biraz sonra elinde çantasıyla içeri geldi. Bunun için bu kadar telaşlandığına inanamıyorum.

"Şimdi ne yapmam gerekiyor? Yani bakıcı olarak geldim sonuçta oturmaya değil değil mi?" Dedi gülerek. Bende ona gülümseyerek cevap vermiştim.

"Aynen öyle. Şimdi ben duşunu aldırdım. Kahvaltımızı da yaptık. Ben üstümü giyineyim sende Kerem'i hazırla beraber parka yürüyüşe çıkalım sonra market alışverişimiz var. Eğer sen açsan mutfakta bir şeyler yiyebilirsin."

"Yok hayır sağol. Aç değilim. (Kerem'e dönerek.) Hadi gel biz üstümüzü değiştirelim. Baba da hazır olunca çıkarız."

Kerem'i odasına götürdü ben de üstümü değiştirdikten sonra hazırdık. Kerem'i pusetine koydum. Ama Tolga onu anakucağına koymayı tavsiye etti. Mantıklıydı. Elimin kopmasına bir son vermiş olurduk. Ana kucağını kendine bağlamıştı. Ne de olsa bakıcısı Tolga'ydı.

MY FOSTER FATHER (BXB) | TAMAMLANDI!Where stories live. Discover now