16.Bölüm Soruşturma

Start from the beginning
                                    

Engin masasındaki dosyalara bakarken Zeynep kalbinin çarptığını hissedip Kerem'e döndü. Biliyordu işte yine kendine bakıyordu ondan öyle kalbi çarpmaya başlamıştı. Gerizekalı kurduğu planlar ters dönmüştü!

"Hah buldum işte buradaymış. Bakalım neresiymiş? Van'ın Erciş ilçesine bağlı Ortayayla köyü. Van merkeze 133 kilometre Erciş'e 32 kilometre uzaklıkta. Çok berbat durumda bir köy burası doktora ihtiyaç var. Yok hocam,burası kar kış kıyamet ben istemiyorum dersen anlayışla karşılarım. Bu gönül işi kızım seni yargılamam. Orası çok farklı. Nasıl desem kalacağın yer toprak bir ev olacak soba yakacaksın yardımcı yok. Çok zor koşullarda değil çok çok zor koşullarda çalışacaksın. Bu bir hafta sürecek. Tipi olacak dondurucu soğuk olacak bunları göze alıyorsan git yoksa gitme."

Kerem Engin hoca zorlukları anlatırken Zeynep'in yüzünde tek bir mimik oynamadığını görünce daha da şaşırdı. Hiç mi korkmuyordu? Bir kadın için oralar çok zor olurdu. Ailesi nasıl izin veriyordu?

"Hocam bu anlattığınız yerde insanlar yaşıyor. Her şeyden önemlisi çocuklar yaşıyor. Bir hafta bir şey değil benim için.Hem yalnız olmayacağım.?Mert var bir kişi daha karar vermedi dediniz üç kişi el ele veririz bir hafta çabuk geçer. Tamamdır hocam adımı yazın."

Engin hoca gururla gülümseyip arkasına yaslandı.

"İşte benim öğrencim! Ben de gençken böyle düşünürdüm Zeynep. Benden geçti artık sıra sizde. Tamam kızım adını yazıyorum. Mert Yıldırım Zeynep Yılmaz."

"Tamam hocam bu kadardı artık çıkabilir miyim?"

"Tabi kızım çıkabilirsin. Ben vizite çıkmıyorum bugün Kerem çıkıyor. Benimle çalışacaksın ama vizite çıkabilirsin. Öğrenmek adına çıkarsan iyi olur."

Zeynep Kerem'e göz ucuyla baktı bu kez kendine bakmıyordu. Engin hocaya döndü kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı:

"Tamam hocam çıkmadan son bir şeyi öğrenmem lazım yolculuk ne zaman onu demediniz?"

"Tam belli değil gidecekler belli olsun ben sana haber veririm. Sonrasında işlemleri yaptırırım. Van'a uçakla gidersiniz sonrası size kalmış minibüs dolmuş artık neyle giderseniz. Dedim ya işiniz çok çok zor."

Zeynep tamam deyip odadan çıktı. Odasına gidip önlüğünü giyerken Tamer kendine ters bir bakış atarak yaklaştı:

"Önce Engin hoca şimdi de Mert bravo Zeynep seni alkışlıyorum. Kimsin sen arkanda kim var böyle korunmalar falan?"

Zeynep şaşırıp kaldı. Ne diyordu bu gerizekalı? Arkanda kim var ne demekti? Diğer asistanlar odadan çıkınca kapıyı biraz kapatıp Tamer'e yaklaştı

"Açık konuş benimle ne diyorsun sen!?"

Tamer gülümsemesine alay katıp gözlerini kısarak Zeynep'e doğru eğildi:

"Gayet açık konuştum Zeynep hanım! Mert gelmiş Zeynep'e angarya iş yaptırma rahat bırak diyor. Hadi Engin hoca yaşlı bir de öğrencisiymişsin anladım. Mert'e ne yaptın da seni koruması altına aldı? Şimdi yeterince açık oldu mu!?"

Zeynep gözlerini öfkeyle kocaman açıp duyduklarını kafasına iyice yerleştirdikten sonra âni bir hamleyle Tamer'in yakasından tutup duvara çarptı. Tamer ne olduğunu anlamadan şok olmuş bir şekilde Zeynep'in öfkeyle kısılan gözlerine baktı:

"Asıl sen kimsin ha!? Sözlerini geri al çabuk! Bana bunları söyleme hakkını sana kim verdi!? Sözünü geri al Tamer yoksa parçalarım seni!"

Tamer Zeynep'den beklemediği hamlenin şaşkınlığını atar atmaz Zeynep'in ellerini boğazından çekmeye çalıştı ama Zeynep onu hızla ittirip yapacağı hamleyi engelledi. Bir erkek olarak böyle bir duruma düşmek gururunu incitmişti:

SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLDU" 4. Baskısıyla raflarda" #wattys2015 Where stories live. Discover now