50. BÖLÜM

35K 3.2K 1.7K
                                    

Bir milyonu geçtik de hâlâ görmemişseniz söyleyeyim dedim🥳

"Bunu söylediğime inanamıyorum ama keşke daha kısa olsaydın."

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Odamdan koridora uçmam, hafifçe aralanmış kapıya abanmam ve kapıyı abimin göremediğim suratına kapatmam aynı anda oldu. "Yüsra?" dedi abim şaşkınlıkla ama çıldırmış gibi anahtarları çevirdiğimden cevap veremedim. Ellerim o kadar hızlı hareket ediyordu ki birkaç saniye sonra kapıyı yedi defa kilitlemiştim.

Az önce rekor kırmış olabilirdim. Bir yerleri tutuşan kız kardeş rekoru!

Arşın uzun koridoru dönüp ağır ağır karşıma geçti. Sırtımı kapıya yaslamış, soluklanıyordum. "Ne yapıyorsun?" diye sordu garipseyerek.

"Abim dışarıda," diye fısıldadım, neredeyse konuşmamıştım.

Düz düz baktı. "Sesini duydum."

"Sen de içeridesin."

Kaşlarını kaldırdı. "Evet?"

"İkiyle ikiyi toplayabileceğini umuyorum," diye alayla söylendim. Abimin duyacağından tedirgin olup, kapıdan uzaklaşarak Arşın'a yaklaştım. Geniş göğsü burnumun dibindeyken yanaklarıma kan toplandığını hissettim. Hiç masum şeyler düşünmüyordum ve zamanı değildi. Abim birkaç adım ötedeydi. Kapının ardında ama birkaç adım ötede...

"Alperen'in beni burada görmesini mi istemiyorsun?" Arsızlık yapıp fırsatı kaçırmadı, sağ elini uzatıp saçlarımı yavaşça omzumun ardına attı. Kulağımın biraz altında başparmağını gezdirmeye başladı. Sözlerine rağmen kısık sesle konuşuyordu. Abimin duymasından çekiniyordu ya da tüylerimin diken diken olmasından zevk alıyordu. "Görse ne olacak ki?" Farkında olmadan nefesimi tuttum, o terbiyesiz parmağı gittikçe aşağı kayıyordu. "Hım? Fıstık?" diye mırıldandı. Kesinlikle tüylerimin diken diken olmasından zevk alıyordu!

"Yüsra ne oluyor?" Abim zili çaldığında yerimde sıçradım. Parmağından kurtulmuş oldum. Geriye gidip yine sırtımı kapıya yapıştırdım. Gözlerim kocaman açılmıştı. "Niye kapıyı yüzüme çarptın?" Yumruğunu birkaç defa vurdu, kapıya değil de kafama geçirmiş olabilirdi yumrukları. "İyi misin sen?"

Aferin bana, bahaneler üretmekle uğraşmam gerekirken Arşın'ın beni oyalamasına müsaade ediyordum.

"Abi," diye bağırdım ama devamında sustum. Arşın kollarını göğsünde toplayıp muhtemelen abim gibi devamını bekledi. Devamı yoktu! Sadece öznesi olan bir cümleydi bu. Olamaz mıydı?

Yıllarca bana Türkçe öğreten hocalarımdan birinin koridorda belirip, yanağıma tokat atacağını düşünüp kasıldım. Hiç sevmiyordum dil kurallarını.

Şu an resmen kaçıyordum. Olay yerinden kaçamayacağım için kafamın içinde uzaklara gidiyordum. Neden bu kadar büyük bir tepki vermiştim? Abimin Arşın'ı evde, benimle birlikte gördüğünde yedi şiddetinde bir tepki vereceği varsa da bu ona, on beşe çıkacaktı.

"İyi misin?" diye sordu abim tekrardan.

"İyiyim," dedim yüksek sesle. Tam anlamıyla bağırma sayılmazdı. "Çok iyiyim, hiçbir sorun yok. Sen nasılsın? İyi olsan iyi olur abi. İyi değilsen iyi olmaz. İyiliğin için iyi olmalısın."

BOY HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin