Uzun İnce Bir Yol

Bắt đầu từ đầu
                                    

"Cumaya gitti gelecek kapalı dükkan deseydin." dedi Tekin genizden bir kahkaha fırlatıp komik olduğunu düşünmüşse de Alaca'nın suratı sirke satıyordu adeta.

"Tarihindeki en büyük  vurgun olacakmış. Hatta Cartel diye isim bile takmışlar ekiplerine. Lider olacakmışsın,organize edecekmişsin..." Alaca alayla dudak bükerken ukala bir tavırla gözlerini belerterek Tekin'in hala uykulu gözlerine dikti.

"Senin götünü tırmıklayan ne Alaca? " dedi Tekin öfkeli mavilere bakınırken.

Neydi şimdi bu tavırlar?
Anlam veremiyordu Alaca'nın kafasından neler geçtiğine !

"Hiç." dedi Alaca çarpık bir gülümseme ile bacağını sallarken.

"Eltisine kiloyla altın takılmış eski gelin gibi ne somurtup duruyosun?" Tekin yastıktan yüzünü kaldırıp  Alaca'nın sinirden kızaran kulaklarını işaret parmağıyla hedef gösterdi.

"Kabul edeceksin değil mi?" dedi Alaz süt beyaz bacaklarını kendine çekip çiçekli perdelerde gezdirdi maviliklerini.

Duvardan boyası sökülen  rutubetli bir evde bile odasında olduğundan daha huzurlu olduğu gerçeği yutkunmasını  güçleştiriyordu. Hele ki bir yabancının evi !

"Oğlum senin olayın ne la?" dedi Tekin bezgin bir tavırla yataktan doğrulurken.
"Ne yani? Her zaman olan şeyler." dedi pencereyi aralarken Alaz'ın uzağına adımladı.
"Olayım bu oğlum.Kerim mevzuları ayarlar,adam toplar. Ben planı kurar,uygular,uygulatırım."

Kuru dudakları arasında ezdiği tütünü ateşe verip derin bir nefes çekti zehrinden.
Sabah sigarası en sevdiğiydi. Artık bünyesi nikotine temel ihtiyaç gibi baktığı için gün içinde tükettiği sigaralar bu hissi vermiyordu.

İlk sigaradan çekilen ilk nefes kadar sersemletici...
Rüyasındaki Alaca da tıpkı ilk sigara gibi hissettirmişti.

"Dün söz verdin. Madem belaya adımlayacaksın beni yakma bari. Seni bulurlarsa ,beni bulurlar. Beni bulurlarsa babam seni bitirir." dedi Alaz sigara dumanına nefretle bakarken.

"Ee? Seni vurguna veya gaspa mı götürüyorum. Sen evde paşa paşa meyve yiyip televizyon izliyorsun Alaca?" dedi Tekin umursamazca omuz silkelerken dudaklarının arasından.

Alaz ise bilmiş bir gülümsemeyle başını olumsuz anlamda iki yana salladı.
"Tekinsiz işte. O iş öyle olmuyor ! Ben evde oturup meraktan  çatlayamam. Ya seni polis alırsa? Ya seni enselerlerse? Ya seni geride bırakıp kaçarlarsa? Ya seni ele verirlerse?"

"Ben ve polis,gölgelerdeki dansız. Hem normal vatandaşın üç kuruşuna göz diken bir kolpa değilim ben ! Pislikleri temizliyorum,pisliklerden alıp iyilere veriyorum. Bana madalya versinler. " dedi Tekin savunma haline geçerken.

"Kendi ağzınla dedin."diye mırıldandı Alaca laciverte çalarak öfkeyle koyulaşan gözlerini dikerek.
"Yalnız kurtsun. Sürüyle gidemezsin."

Tekin sinirle sigarayı fırlatırken gözlerini kızıla dikip alayla sırıttı.
"Benim kendi anam babam bana şefkat ilgi göstermemiş,atmış kenara. Bir yabancının kuru ilgisine ve endişesine inanmamı beklemedin cidden değil mi Alaca? Bizim gibilerin olayı bu oğlum,yaz bunu kafaya."dedi cümlesini bastıra bastıra.

"Kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlara,tehdit savuramazsın. Korkutamazsın. Hiçlikten gelen sahip olma hissini bilmez,beni ırgılamaz senin o baban."  Tekin öfkeyle dişleri arasından tıslamıştı adeta.

Alaca ise Tekin'in suratının her halini kazırcasına dikkatle inceledi gururla kalkan başı ve sinirden irileşen burun deliklerini.
"Tehdit değildi,caydırma da değil. Özür dilerim. Ben artık arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm sadece. " dedi kırgın bir gülümsemeyle.

Çalıntı(bxb)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ