Uyan

239 24 15
                                    

Kollarımın arasında hissettiğim ağırlık, yüzüme çarpan düzenli, ılık nefesler; yüzümü kaşındıran saçlar, burnuma dolan sabun kokusu, belimde hissettiğim eller... Gözlerimi araladığımda görüş açıma giren Adora'nın yüzüydü. Saçları dağınık, dudakları aralık, göz kapakları kapalıydı. Elimi alnına dökülen saçlarına doğrulttum ve göz kapaklarını kapayan saçlarını kenara çekip kulağının arkasına sıkıştırdım. Bu hareketim onun kıpırdanmasına, kaşlarını çatıp kafasını yastığa gömmesine sebep olmuştu ama uyanmamıştı ama uyanmamıştı. Kaşları düzeldi ve bir kaç kere ağazını şapırdattı. Bu hali gülümsememe sebep olurken nasıl bu kadar tatlı olabildiğini düşünmemeye çalıştım yoksa bu işin içinden çıkamayacağımı biliyordum. Odanın içini güneş aydınlatırken, dün gece sürekli ağladığından dolayı gözlerinin şiştiği bu hali ile bile belli oluyordu.

Dün gece...

Dün gece biraz daha konuşmuştuk. Birbirimizi tanımaya başlamıştık. Mesela bazı geceler bazı mekanlarda şarkı söylediğini ama taşınma "bir nevi benim" yüzümden işini bıraktığını ve bir süre ortada görünmeyeceğini söyledi. Bana şarkı söylemesini istedim. Sesini dinleyerek uyumak hatta bunun için ısrar etmek istedim ama o karşımda heyecanlı heyecanlı anlatırken araya giremedim ama kesinlikle sesini duymak istiyordum. Üniversite okumadığını ama okursa oyunculuk okumak istediğini söylemişti. Bariz bir şekilde bazı duvarlarımızın yıkıldığını, ortadan kalktığını ikimizde fark etmiştik.

Kollarımın arasında, saten çarşafın üstünde, nefesi nefesime karışan, kokusu ciğerlerimi kendisine hayran bırakan Adora; dün gece kendisini tam anlamıyla açmıştı.

Rahatsızca olduğu yerde kıpırdandı. Belimdeki elleri sürekli olarak hareket edip durmaya başladı. Bedenimde hissettiğim dokunuşlar beni rahatsız etmezlerken, o bir elini yüzüne götürüp tekrar göz kapaklarına düşen saçlarını geriye doğru attı. Eli tekrar eski yerine döndü. Kirpikleri birbirinden ayrılırken, bakışları direkt benim gözlerime değmişti. Uyku mahruru gözleri, gözlerimden kendisini görmek ister gibi detaylı incelerken; yüzüme tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirip 'günaydın' demiştim.

Herhangi bir tepki vermedi. Yüzünde mimik oynamadı. Öylece gözlerime bakıyordu. Saniyelerce, gözlerini bile kırpmadan gözlerime bakarken, yüzümdeki gülüş solmuştu. Belinde duran elim üstündeki tişörtü kavrarken, yüzümde bir süredir hissetmediğim sıcak nefeslerini hissetmeye başlamıştım. Sırtımda duran elini kaldırıp, saçlarımın arasına koyduğunda; göz kapaklarım titremişti. Bu ani hareketi beni şaşırtırken, vücudum kasılmış, kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu.

Parmakları saçlarımın içinde gezinirken, belli belirsiz bir şeyler mırıldanmıştı. Kafamın üzerinde hissettiğim baskı gittikçe artarken, odağının saçlarıma çıktığını fark ettim. Soyutlanmış gibi parmak uçlarını saç derimde gezinirken, yeni uyanmış olmama rağmen baskılar uykumu getirmişti.

"Biraz daha..."

Sesi kulaklarıma dolduğunda, yarı kapanık gözlerim ile onun yaptığı gibi hiçbir tepki vermeden izlemeye devam etmiştim. Cümlesinin devamını merak ediyordum ama tepki vermedim. Göz kapaklarım gittikçe ağırlaşırken yüzüme daha çok yakınlaşmıştı.

Bedenlerimiz birbirine geçerken bunda rahatsızlık duymuyordum. Belli ki o da duymuyordu. Üst kısımlarımız birbirine değiyordu. İlk defa... İlk defa teması bu kadar sevmiştim. Saçlarımda gezinen parmakları yanaklarımda gezinmeye başlamıştı. Bacaklarımı bacaklarının arasına alırken, aramızdaki bir kaç santimi de kapatmıştı. Burnu burnuma değiyordu. Parmak uçları yanaklarımda, burnumda, kaşımda, kirpiklerimde, çene çizgimde gezinirken; bir sonraki durağını merak etmeye başlamıştım.

Will You Hide Me? - CatradoraWhere stories live. Discover now