🕊1🕊

903 42 484
                                    

Bismillahirrahmanirrahim

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

İlk Yayımlama tarihi:
~25 Şubat 2021~

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Başladığınız tarih ve saat?

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yeryüzünün nadide çiçekleri olan kadınlara ithafen....

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

~BİRİNCİ KISIM~

Oturduğu koltukta hafifçe öne doğru eğilmiş, parmakları bütünleştiği neyin perdelerinde nazlı bir gelin gibi mekik dokuyordu. Neyden dökülen iniltiler bir çok acıyı göğüslemiş yüreğine çarpıyor ordan göz yaşı olup yanaklarından usulca süzülüyordu.

Yüzü her zamankinden daha fazla ışıldıyordu. Heyecan ve vecd ile kendinden geçmiş gibi görünüyordu. Kim bilir şu an ruhu hangi semalarda kanat çırpıyor, nerelerde geziniyordu. Gür kirpiklerin çevrelediği kapaklarını onlarca şeye şahit olmuş zümrüt yeşili gözlerinin üstüne usulca örtmüş bambaşka alemleri temaşa ediyordu sanki.

Üflediği nefes, ışıltılı yüzünde hoş esintiler meydana getiriyor hüzün yağmurları döktürüyordu.

Bu kadar mı aşkla çalınırdı ney, bu kadar mı bütünleşirdi insan. Hiç bilmiyordum. İlk defa tanıştığım bu ses nedense bir nefes kadar yakın geliyordu bana. Kulağım aşina gibiydi. Ruhum mu tanıştı yoksa bedenim mi? Daha önce hiç karşılaştığımı hatırlamıyordum. Ama karşılaşmış,dinlemiş gibiydim.

Nerde?

Nasıl?

Kafamda yanıtını bulamadığım sorularla cebelleşirken onu izlemeye devam ediyordum.

Elinde ki neyi bir annenin evladını aşkla tuttuğu gibi tutuyordu. Onu tüm ruhu canıyla kucaklar gibi. Arada göz kapaklarını hafifçe aralayıp minnettarane elinde ki neye bakışlar fırlatıyordu. Başını vecd içinde hafifçe oynatıyordu. Anlaşılan yüreğinin bütün derdini, elinde tuttuğu bu kamış dile getiriyordu. Özlemlerini, hasretlerini ve dahi aşkını nefesine bindirip ona emanet ediyordu.

Biraz daha üfledikten sonra neyi dudaklarından uzaklaştırıp küçük bir teşekkür öpücüğü kondurdu ve yavaşça önünde ki ahşap sehpaya koydu. Salonda ki lambanın ışığının da  vurmasıyla parlayan ter taneciklerinin  yavaşça şakağına doğru dalgalı bir yol çizerek aşağıya doğru süzüldüğünü farkettim.
Nefes alıp verirken zorlanıyor gibiydi. Anlaşılan yorulmuştu.

"İyi misiniz?"

"Hiç bu kadar iyi olmamıştım doktor kızım."

Gülümsüyordu. Bedeni yorgun ve bitkindi ama o buna rağmen iyi olduğunu söylüyordu. Ruh iyi olunca bedende ki ağrı neydi ki. Onun için bir nimetti her çektiği sızı ve acı.

Oturduğu kanepeye biraz gömülüp sırtını yasladı. Hemen ayağa kalkarak kanepenin köşesindeki yastığı arkasına koydum. Gülümseyerek baktı ve teşekkür etti.

"Bu çaldığınız türküyü ilk defa duyuyorum. Bir hikayesi var mı?" dedim az önce kalktığım koltuğa otururken.

"Türkü değil." diyerek tebessüm etti.

"Afedersiniz."

"Affedilecek bir şey yok doktor kızım. Bir ilahiydi çaldığım. Aşıklar sultanı büyük şair Yunus Emre'ye ait sözleri."

HASNA (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin