yirmi üç

1.7K 164 131
                                    

Önümde duran kağıtta ki son soruyu çözdükten sonra beni dürten Lisa'ya doğru döndüm.

Lisa kaşları çatık bir şekile ''Neyin var senin?'' diye sorduğunda omuz silktim ve önüme döndüm.

Dün gelen mesaja cevap vermemiştim çünkü kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Kim Namjoon. Okula geldiğim gibi onun sınıfının hangisi olduğunu öğrenmiş ve sınıflarına gitmiştim ama gelmemişti ve bende sınıfa çıkmıştım.

Şimdi ilk ders matematikti ve öğretmenimiz herkesin önüne birer tane test bırakmıştı. Ben bitirmiştim ama Lisa bana dik dik bakmaktan bitirememişti.

Onun kağıdına bakarak ''Birazdan zil çalacak.'' Bakışlarımı ona doğru çevirerek hafif gülümsedim. ''Beni merak etme ve testini bitir''

Lisa ilk itiraz edecek gibi olmuştu ama ısrarcı bakışlarımı görünce vazgeçmişti. Lisa bakışlarını benden çektiğinde yüzümde ki gülümseme gitmişti. Bu aralar hiç mutlu değildim. Aklımda o kadar çok soru vardı ki hangisine cevap arayacağımı şaşırmıştım.

Kafamı arkaya doğru çevirip Taehyung'a bakmak istediğimde onun bahçeyi izlediğini görmüştüm. Bakışlarım önünde duran kağıda hızlı hızlı bir şeyler yazan Seulgi'ye dönmüştü. Seulgi, önündeki kağıdı hızlı bir şekilde Taehyung'un kağıdıyla değiştirdiğinde şaşırmıştım.

Taehyung bakışlarını bahçeden çekip Seulgi'ye çevirdiğinde kaşları çatık bir şekilde kafasını iki yana sallamıştı. Seulgi omuz silkip Taehyung'a dil çıkardığında onları izlemeye devam ediyordum. Taehyung gülümseyip kafasını öne doğru çevirdiğinde onlara bakan beni görmüş oldu.

Yüzündeki gülümseme benimle göz göze geldiğinde daha da büyümüş olsa da ben umursamadan önüme dönmüştüm.

Onun çok fazla bir suçu olmadığını bilsem de içimden böyle davranmak geçiyordu. Tam aramızda bir şey olacak diye düşündüğümde önüme Seulgi çıkıyordu ve her şeyi bozuyordu.

Taehyung'a bir şans daha verecektim. Bu kararı dün bana yazılan mesajdan sonra vermiştim. Eğer Taehyung'un bir sırrı varsa bunu başkasından değil ondan öğrenmek istiyordum. Araya başkaları girdiğinde ne olduğunu Seulgi sayesinde öğrenmiştim çünkü.

Zil çaldığında önümde ki kağıdı elime alıp sıradan kalktım. Öğretmenin masasına bıraktıktan sonra hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Namjoon son sınıftı ve okulda bayağı tanınan biriydi ve bunu kantinde ki bir kıza sorarak öğrenmiştim.

Kız Namjoon'dan bahsederken karşımda resmen erimişti ve onu tanımamak suçmuş gibi bir de kızdan azar işitmiştim. İlk hafta onu neden görmemiştim ya da farketmemiştim bilmiyordum ama derdinin ne olduğunu bugün öğrenecektim.

Üst kata çıkan merdivenlerin başındayken aşağı inen Namjoon ile durdum. Namjoon beni gördüğünde sırıtarak merdivenleri inmeye başlamıştı.

Karşımda durduğunda ''Lütfen şu şekilde karşımda sırıtma'' dediğimde bana daha da yaklaşmış, resmen dibime girmişti.

Birkaç adım gerileyerek aramızda mesafe bıraktığımda ''Neden? Yoksa etkilendin mi?'' dedikten sonra sanki inadıma daha fazla sırıtmıştı.

Ona hayret edercesine baktım. Dediklerimden onu mu çıkarmıştı cidden? İnanılmazdı. Onun yanına neden geldiğimi hatırladığımda, okul ceketimin cebinden telefonumu çıkartıp Instagram'da bana atılan mesajı açtım ve telefonun ekranını ona doğru çevirdim.

İlk bana anlamsızca baktı. Telefonumu gözünün önünde salladığımda bakışlarını benden çekip telefonuma çevirmişti. İfadesiz bir şekilde mesajı okumuş ve bana bakmıştı.

read in love, vsooWhere stories live. Discover now