on sekiz

1.7K 173 159
                                    

Okula doğru yürürken dün olanları düşünüyordum. Attığı mesajları ilk gördüğümde yerimde kaskatı kesilmiştim ve aklıma yazacak hiçbir şey gelmemişti ki yazdığı şeye verecek bir cevap yoktu bende.

Bu yüzden görüldü atmış, sonrada yatağıma uzanıp salak salak tavanı izlemiştim. Sabah evden çıkarken annem yüzüme tedirgin ve meraklı bir şekilde bakmıştı ama hiçbir şey sormamıştı.

Okuldan içeri girdiğimde bahçe tarafına geçmeden direk sınıfa çıkmak için hızlı hızlı yürümeye başlamıştım ki birinin bana seslenmesiyle durmak zorunda kalmıştım. Kafamı sesin geldiği tarafa çevirdiğimde Lisa'nın sırıtarak havada salladığı ellerini görmemle hafifte olsa gülümsemiştim.

Karşısına oturduğumda yüzüme gülümseyerek bakıyordu ama yüzümü gördüğünde gülümsemesi solmuştu. Kaşlarını çattığında beni sorgulayacağını anlamıştım.

''Neden çok istediğin kitabın baskısı tükenmiş ve alamamış gibi bir yüz ifadesiylesin?''

Yaptığı benzetmeyle gülümsemiştim ama Lisa ne kadar gülümsememi görse de sorusunun cevabını beklediğini biliyordum.

Çok fazla tanımadığım bir çocuğun dedikleri için bu kadar üzülmemin saçma olduğunun farkındaydım ama kendime engel olamıyordum ve en çokta duygularını çok fazla belli edebilen biri olduğumdan dolayı kafamı duvarlara vurmak istiyordum.

Kendimi konuşmaya tam hazır hissettiğim sırada yanımıza gelen kişiyle rahat bir nefes vermiştim. Chaeyoung benim kurtarıcımdı.

Kalkıp ona sarıldığımda ilk başta şaşırsada sonradan kollarını belime sarmıştı. Ondan ayrıldığımda Lisa'ya bakmak gibi bir hata yapmıştım çünkü bana öldürücü bakışlar atıyordu.

Chaeyoung ''Bu sarılmanı neye borçluyum?'' dediğinde bakışlarımı Lisa'dan çekmiştim.

Chaeyoung'un yanaklarını sıkıp ''İstediğimde sarılım kızım, bir sebebi mi olması lazım?'' dediğimde Chaeyoung yanaklarını ellerimin arasından  kurtarmaya çalışıyordu. Biraz daha sıkarsam kızaracağını düşündüğümden ellerimi yanaklarından çekmiştim.

Lisa ''Zil çalacak birazdan sınıfa geçelim'' diyerek bizi beklemeden yürümeye başladı.

Lisa'nın arkasından yürürken bir yandan Chaeyoung'un Jimin'den bahsetmesini dinliyordum. Chaeyoung'un üzgün olduğumu farketmemesine sevinmiştim çünkü o Lisa'dan daha fazla meraklıydı.

Sınıfa girdiğimizde etrafa hiç bakmadan sırama oturduğumda Chaeyoung'ta kendi sırasına geçmişti. Bugün ilk iki dersimiz matematikti ve konulardan geri kalmak istemiyorsam dikkatli dinlemeliydim ama aklım başka bir yerdeyken dikkatle dinleyebilecek miydim emin değildim.

Sınıfa Bay Jeon girmesiyle sınıftaki uğultu kesilmişti ve Bay Jeon içeri girdiğinde sanki arkasında atlı kovalıyormuş gibi direk dersi anlatmaya başlamıştı.

Zil çaldığında Lisa oflayarak kafasını sıraya koymuştu. Onun haline gülümseyerek bakarken kafasını bana doğru çevirdiğinde ona baktığımı görmüştü ama gülümsememin karşılığını alamamıştım bu yüzden yüzümde ki gülümsemeyi silmiştim.

En sonunda halime dayanamamış olacak ki kafasını sıradan kaldırıp gülümseyerek ''2 ders matematik işledikten sonra beden dersi ilaç gibi gelecek valla'' dediğinde tekrardan gülümsemiştim.

Chaeyoung yanımıza geldiğinde birlikte soyunma odasına gitmek için sınıftan çıktığımızda Lisa ''Voleybol oynarız değil mi?'' diye sorduğunda kafamı onaylarcasına sallamıştım.

read in love, vsooWhere stories live. Discover now