yirmi iki

1.6K 154 143
                                    

Karşımda ki Jackson'ın tedirgin bakışlarına karşılık ben ifadesiz bir şekilde duruyordum. Dün telefonu hiçbir şey demeden kapattıktan sonra eve gitmiş ve hiçbir şey yapmadan uyumuştum. Telefonumu eve girmeden önce kapatmıştım ve sabaha kadar da açmamıştım.

Şimdi ise hafta sonu olduğu için Jackson ve Lisa arasındaki sorunu çözmek için dışarı çıkmıştım. Böylelikle kendi sorunumdan uzaklaşabileceğimi düşünmüştüm ama haklım hala dünde kalmıştı.

Bana söz verip neden Seulgi'nin yanındaydı? Sinirlendiğim nokta Seulgi'nin yanında olmasından çok bana haber vermemesineydi. En azından bir mesaj atıp haber verebilirdi ve bende bu kadar üzülmezdim.

Aslında gelmeyeceğini söylese de üzülecektim, bunu biliyordum. Seulgi'nin ne yapmaya çalıştığını da anlamamıştım. Taehyung'un telefonunu neden o açıyordu? Jackson'ın koluma dokunmasıyla irkildim ve sorarcasına ona baktım.

''Neden o kadar korkutucu bakıyorsun?'' diye sorduğunda kaşlarımı çattım. Nasıl baktığımın farkında değildim.

''Konu benim nasıl baktığım değil Jackson.'' dediğimde bana sorarcasına baktı. ''Lisa ile aranda olanlardan bahsediyorum'' diye devam ettiğimde bu sefer onun kaşları çatılmıştı.

''Lisa ile aramda bir sorun yok ki'' demesiyle ona şokla baktım.

Daha aralarında bir sorun olduğundan haberi bile olmayan birine nasıl yardım edebilirdim hiçbir fikrim yoktu. İşimin zor olacağını şimdiden anlamıştım.

''Sana'nın sizin okula geldiğini duydum'' dedikten sonra tepkisini izlemeye başladım. İlk başta bakışlarını kaçırmış, sonrada masanın üstünde ki elleri ile oynamaya başlamıştı.

Sorunun ne olduğunu biliyordu ama bana anlatmak istemiyordu galiba. İkisi arasında olan bir şeye karışmak istemezdim ama Lisa çok üzgündü ve ben bir şeyler yapmak istiyordum.

Ellerimi Jackson'ın ellerinin üzerine koyduğumda elleri hareket etmeyi kesmişti ve bana bakıyordu.

''Sana'nın okulunuza transfer olduğunu Lisa'nın başkasından duyması hiç iyi olmadı'' dediğimde başını aşarı yukarı sallamış ve beni onaylamıştı.

''Lisa'ya söylememe sebebim bu konuyu umursamıyor olmamdı.'' dediğinde sesi üzgündü.

Bana ona inanmam için dikkatle bakarken ''Başka bir sebebi yok cidden'' demiş ve ellerinin üstündeki ellerimi sıkıca tutmuştu.

Ona inanıyordum. Baştan beri bir suçunun olmadığını Lisa ile ben biliyorduk. Sadece Jackson açıklama yapmayı beceremediği için sorun bu kadar büyümüştü.

Aklıma Sana'nın sosyal medyada paylaştığı fotoğraf aklıma gelmişti. ''Sana'nın Instagram'a attığı fotoğrafı gördün mü peki?'' cediğim sırada ellerini ellerimden çekmişti.

Yüzünün ifadesinden haberi olmadığını anlamıştım. Bu yüzden telefonumdan Sana'nın hesabına girip son attığı fotoğrafı ona gösterdim.

Kaşları çatılmış ve masada ki elleri yumruk haline gelmişti. ''Jackson önemli olan bu fotoğraf değil'' dediğimde bana sorarcasına baktı. Bu yüzden ''Lisa ile konuşup, baştan sonra ne düşünüyorsan anlatman lazım'' diye devam etmiştim.

Kafasını onaylarcasına salladığında rahat bir nefes vermiştim. Lisa'yı arayıp olduğumuz kafeye çağırdığımda ilk gelmek istememişti ama çok fazla ısrar etmiştim bu yüzden tamam dedikten sonra telefonu suratıma kapatmıştı.

Jackson bana beklentiyle bakarken ''Bana yavru köpek gibi bakma. Geliyor'' dediğimde sırıtmıştım. Jackson da gülümsediğinde rahatlamıştım.

read in love, vsooWhere stories live. Discover now