on yedi

1.8K 169 152
                                    

Öğlen arasına girdiğimizi belli eden zil çaldığında rahat bir nefes alabilmiştim. Coğrafya dersini her ne kadar iyi yapıyor olsamda sevmiyordum, sevemiyordum.

Girdiğimiz dört derstede dinlediklerimden hiçbir şey anlamamıştım çünkü aklım Seulgi ve Taehyung'un konuştuklarındaydı. Hoseok'a yakalanmam beni bir miktar gersede Taehyung'a söyleyeceğini düşünmüyordum.

Teneffüslerde Taehyung'a kaçamak bakışlar atmıştım ama hiçbirinde bana sinirli bir şekilde bakmamıştı ve bu da Hoseok'un ona bir şey demediği anlamına geliyordu.

Kafamı yanımda ağzı açık bir şekilde uyuyan Lisa'ya çevirdim. Derslerin neredeyse hepsinde uyumuştu. Acıktığım için kantine inmek istiyordum bu yüzden kabaca Lisa'yı dürttüm.

İlk başta mırın kırın ettiyse sonunda bayağı sert dürtmüş olmalıyım ki sıradan düşmüştü. Ben haline şokla bakarken o bana kaşlarını çatarak bakıyordu.

Sıradan destek alarak kalkarken ''Bir uyutmadın be!'' diye homurdanmıştı.

Ona dil çıkardıktan sonra ''Öğlen oldu canım arkadaşım ve ben acıktım'' dediğimde gözlerini devirmişti. Bakışlarımı ondan çekip arkaya çevirdim.

Chaeyoung benim ona verdiğim kitabı okuyordu. Bu hali gülümsememe sebep olmuştu. Ona seslendiğimde kafasını kaldırmıştı. Elindeki kitabı bırakıp yanımıza geldiğinde sınıftan birlikte çıkmıştık.

Chaeyoung somurtarak ''Cuma günü gelmediğin için sana büyük trip atacağım'' dediğinde kaşlarımı kaldırarak kolumdaki eline baktım.

Nereye baktığımı anladığında kolumdan çıkarak yanımda yürüyen Lisa'nın koluna girmişti. Bu hareketine kahkaha attığımda gözlerini devirdi.

Birlikte kantine girdiğimizde ''Siz geçin ben ne istediğiniz biliyorum, alıp gelirim'' dediğimde kafalarını sallayarak boş bir yer aramaya gitmişlerdi.

Kantin sırasına girdiğimde beklemeye başladım. Koluma birinin dokunmasıyla arkama dönmüştüm. Karşımdakinin Hoseok olduğunu gördüğümde bir miktar gerilmiştim. Gerildiğimi belli etmiş olacaktımki kolumdaki elini çekmişti.

''Sabah yanından kaçarcasına gittiğim için üzgünüm'' dediğinde gülümsedim. Bu kadar kibar birinin Jimin ve Seulgi'nin arkadaşı olmasına şaşırıyordum.

Gergince gülümseyerek ''Bende onları dinlediğimi Taehyung'a söylemediğin için teşekkür ederim'' dediğimde kafasını önemi yok derecesine sallamıştı.

Bakışlarımı ondan çekip arkasına diktiğimde Taehyung'un kaşlarını çatarak bize baktığını görmüştüm. Hoseok nereye baktığımı görmek için arkasını döndüğünde o da Taehyung'u görmüştü.

Taehyung'a daha fazla bakmak istemediğimden önüme dönmüştüm. Sıra bana geldiğinde alacaklarımı söyleyip, beklemeye başladım.

İstemsizce bakışlarım tekrardan Taehyung'u bulduğunda onun Seulgi ile konuştuğunu görmüştüm. Seulgi sabahki haline göre iyiydi. Galiba ağladıktan sonra Taehyung ona kıyamamıştı ve ne olduğunu anlatmıştı.

Aralarındaki ilişki neydi? Taehyung'tan emin değildim ama Seulgi'nin ondan hoşlandığına kalıbımı basardım.

Hoseok'un ''Çok belli ediyorsun'' demesiyle bakışlarımı Taehyung'tan çekip ona döndüm. Kaşlarımı çatarak ''Neyi?'' diye sorduğumda gülmüştü.

Tam ne olduğunu tekrardan soracakken istediğim yemekler hazırlanmıştı. İki tepsiyi de elime alarak kızların yanına yürümeye başladığımda Hoseok'a bir şey dememiştim. İyi olmasına iyiydi ama söyledikleri biraz karmaşıktı. Anlamam için dediklerini iki üç kere zihnimde tekrarlamam gerekiyordu.

read in love, vsooWhere stories live. Discover now