eighteen

1K 113 246
                                    

Ojiro saatlerce aynı sokakta dolaşmanın yorgunluğundan dolayı büyük apartmanın karşısındaki bir banka oturmuştu.
Bir kaç dakika sonra yanına oturan bedene yanının boş olmadığını söyleyecekken gördüğü kişinin Rintarou olmasıyla susmuştu.
Neredeyse öğrencisinin tiksinç sırıtmasının onu artık yalnız hissettirmediğini bile söyleyebilirdi. Ne kadar onu yanında görmesi garip gelsede, başka birinin yanında olması daha garip geleceğini düşünüyordu.
Kısa süreli sessizliği bozan ilk kişi Suna olmuştu.

"Hikayenin sonunu beğendin mi?"

Gülerek konuştuğunda ikiside birbirine bakmaya tenezzül etmemişti.
Açıkçası Aran buna ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

"Şaşırdığımı söyleyebilirim."

Bu Rintarou'yu bir kez daha güldürürken banka daha çok yayılmasına neden olmuştu.

"Gerçekleri öğrenmek ister misin?"

"Tabii,"

"Aslında Atsumu ile hiç yatmadım, Osamu'da hiçbir zaman jilet olmadı. O gece ben haricinde kimsenin canı yanmadı. Yaraların sebebi, Bayan Miya'nın eşini aldattığı Osamu'ya söylememdi. Çok sinirlenmişti çünkü sonunda ailesinin normale döndüğünü düşünmüştü. Hırsını benden aldı sayılır."

"Ciddi misin sen?"

Ojiro şaşkın sesiyle 'eski' öğrencisine döndüğünde Rintarou omuz silkmekle yetinmiş konuşmasına devam etmişti.

"Bu gün evlerinin karşısındaki bankta otururken beni fark etmiş, yanıma gelmişti. Hasta olmasından dolayı mı bilmiyorum ama çok nazikti. Ya da bunun son görüşmemiz olduğunun farkında mıydı anlamamıştım."

Ay sonunda kendini gösterirken karşılarındaki büyük apartmandaki bir kaç lamba yanmaya başlamıştı. Manzara her geçen saniye açığa çıkarken ikiside öylece büyük apartmanı izliyordu.

"Parmaklarını defalarca kez yüzümde gezdirmişti. Küçük bir veda öpücüğü verdiğinde gitmesi gerektiği saçmalıklarını anlatmıştı. Gitmeden önce 'Üzgünüm Rin, ama bu eve ait değilsin. Bende sana ait değilim.' demişti. Burada kırılmadığımı söyleyemem ama itiraz da edemezdim. Sonuç olarak, ne ben bir daha o eve gidebilecektim, nede o bana gelebilecekti. Görüyor musun? Yazdığım sondan farklı her hangi farklı bir şey yok."

Rintarou dalga geçen gülüşlerinden birini daha kullandığında Aran'da aynı gülüşle karşılık vermişti.

"Osamu'dan hoşlanıyordun değil mi?"

Ela keskin gözler alayla kısıldığında Ojiro beklediği cevabın tersini düşünsede Rintarou beklediği cevabın ta kendisini vermişti.

"Kesinlikle."

Ojiro anlayışla kafasını salladığında derin bir nefes vermişti.

"Bu gün terk edilen tek kişi sen değilsin Rin."

"Kitabını geri vermeyi unuttum."

Ojiro ve Rintarou aynı anda birbirlerine baktıklarında bu sefer gülen kişi Ojiro olmuştu. Bu kesinlikle beklediği cevap değildi.

"Sende kalsın. Ama okula dönecek misin?"

"Sen dönemiyorsun."

"Nereden biliyorsun?"

"Yüzün, her şeyi anlatıyor."

Rintarou konuyu değiştirmek adına derin bir nefes alarak konuşmuş; "Miya'ların evlerinin yanındaki bankta otururken en öndeki bir seyirci gibiydim. Şöyle bir düşündüm ki  'Acaba bu evde yaşamak nasıl olurdu?'" eliyle karşısındaki apartmandaki bir daireyi işaret ettiğinde sözlerine devam etmişti.

"Mesela oradaki iki kadın, ne yapıyorlar?"

Ojiro karanlık sebebiyle ceketindeki gözlüklerini çıkarmış, burun kemerine yerleştirmişti. Dikkatlice balkondaki iki kadına baktığında tekrar yanındaki bedene çevirmişti gözlerini.

"Anne ve kız tartışıyor gibi görünüyor. Kız başka bir ülkede eğitim görmek istiyor ama anne kızını uzaklara göndermek istemiyor."

Rintarou hızlıca dudaklarını ıslattığında bilginç bir sırıtmayla konuşmayı kendi devralmıştı.

"Annesi evlatlık kızına bir eş bulduğunu söylüyor ama kız ağlıyor çünkü başka birini seviyor. Annesi çok sinirli, kızının eş cinsel olmasını istemiyor."

"Ne?"

Suna yanındakini aydınlatmak amaçlı bir kez daha konuşmuştu.

"Ellerine bak. 'Onu seviyorum ve ne söylediğiniz umrumda değil! Ne döylersen söyle.'"

"'O okulun ne kadar uzak olduğunu bilmiyorsun? Ya başına bir şey gelirse ne olacak?'"

"Gerçekten konunun bu olmasını mı isterdin?"

Ela gözler yanındaki bedenle buluştuğunda Ojiro kafasını olumsuzca sallamıştı.

"Tam olarak değil."

"Birinci katta olsalar güzel olurdu değil mi?"

Ojiro gülerek yine kafasını olumsuzca salladığında cevap verdi.

"Unut gitsin Rin, matematik dersine ihtiyaçlarının olduğunu sanmıyorum."

Rintarou alayla sırıttığında dirseklerini bacaklarına yaslamıştı.

"Bir gün bir şeylere ihtiyaçları olacak. Her hangi bir eve her zaman girebilirsin. Çünkü her zaman bir yol vardır. Bana yardım edersin değil mi?"

Ojiro buna sadece gülmekle yetinmişti. Kaybettikleri içinde bir boşluk yaratmıştı. Ama yinede gönül rahatlığıyla gülebiliyordu.
İçindeki kötü his silinmişti.
Apartmandaki insanlar ışıklarını açmaya devam ederken Rintarou'da Ojiro'nun gülüşüne katılmıştı.
Ve kalem yine Rintarou'nun eline geçmişti.
İlk aklından geçenleri yazmıştı.

"'Ojiro-san işini, arkadaşını belki daha fazlası olabilecek birini kaybetmişti.
Ama ben buradaydım; yanında.
Ona yeni bir hikaye anlatmak için...

Devam Edecek...'"





Ve final!

Değerli vaktinizi (ç)aldığım için özür dileyerek ve teşekkür ederek bitirmek istiyorum😷
Eğer aklınızda bi soru varsa sormaktan cekinmeyin seviliyosunuz🥺💖

in houseWhere stories live. Discover now