fourteen

579 97 49
                                    

Ojiro okuduğu kağıttan sinir ve şaşkınlık karışımı gözlerini boşluğa çekeren kaldırmıştı başını. Rintarou'nun Kita'yla tanışmasına mı şaşırmalıydı yada Kita'nın hiçbir şey anlatmamasına mı bilemiyordu. Katlanmış kağıdın arkasından çıkan diğeri kağıdı eline aldığında 'normal' her hangi bir şey okumayı dilemişti.

"'Sessizlik sessizlik sessizlik...
Atsumu evden ayrıldığı andan itibaren etrafı saran tek şey sessizlik. Osamu yoktu. Bayan Miya ise benimle konuşacak gibi durmuyordu.
Sadece; derin öldürücü bakışlar atıyordu.
Beni sanki evinden anında def etmek ister gibi her hareketini gıcık olmam için yapıyordu. Gıcık olduğum falan yoktu.
Beni eğlendiriyordu.
Oturduğum koltuktan kalkıp tezgaha doğru yaklaştığımda yüzündeki panik ve sinir anında artış göstermişti.

"Seni ispiyonlamam."

Oldukça tuhaf bir sırıtmayla kendime bir su bardağı çıkardığımda artık sabrı kalmamış gibi görünüyordu.

"Açık konuşacağım, Atsumu'ya artık matematik çalıştırmanı istemiyorum."

Bana bakmadan konuştuğunda güldüm. Yüzüme bakamayan birinin sözlerini ciddiye almak gerçekten zordu.

"Çocuklarımın arası zaten iyi değilken bir de bu çocuk çıktı. Eğer bunu birine söylerse hayatım mahvolur. Eşimi seviyorum, çocuklarımı seviyorum ama onun bu evden gitmesi gerekiyor. Yemin ederim bir daha aynı hatayı yapmayacağım. Tanrı beni aç gözlülüğümle cezalandırıyor."

Kulağına fısıldar gibi hızlıca söylediğim cümlelere karşı yüzü sinirden kızarmıştı.

"Ne diyorsun sen?"

Sitemli sesiyle kendini benden uzaklaştırdığında daha çok sırıttım.
Ellerimi tezgahın pürüzsüz yüzüneyinde gezdirirken köşeye sinmiş Bayan Miya'ya baktım. Öylesine sinirliydi ki elindeki bıçağı her an bana saplayabilecekmiş gibiydi.
Yinede korkmadım.

"Aklından geçen bunlar değil mi?"

Üstüne gitmeyi seviyordum.
Çünkü hatasının farkında ve ızdırabını çekiyordu.

"Aklımdan geçen tek şey; bu eve bir daha gelmeni istemediğim gerçeği."

Yalan söylediği o kadar belliydi ki yinede bunun hakkında konuşup konuyu uzatma gereği duymadım. Doldurduğum bardağı elime aldığım anda kapıyı Atsumu açmış arkasından gelen ikizine yol vermişti.

"Hey! Ne konuşuyorsunuz?"

Neşesini eksik etmeden konuştuğunda Osamu'yla göz göze gelmişti. Eskisi gibi düşmanca bakışmıyorlardı. Gülümseyip önemli bir şey olmadığını anlaması için elimi anlamsızca salladım. Bayan Miya'nın gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.

Tahminimce Osamu ve Atsumu barışmıştı. Anında aklımda barıştıkları sahne canlandı.

"Sana güvenilir olmadığını söylüyorum. Ondan uzak dur."

Osamu korumacı bir tavırla ikizini kanatlarının altına alıyor. Atsumu buna rağmen sitemle cevap veriyor.

"O benim en yakın arkadaşım! Ne düşündüğün umrumda değil."

Sinirlenmiş sarışını kardeşi yakalarına yapışarak daha da sinirlendiriyor.

"Seni güvende tutmaya çalışıyorum aptal!"

Küçük bir tartışma sonrası; Atsumu teslim oluyor. Çünkü ikizinin onu böylesine korumaya çalışmasının üzerinden yıllar geçmişken aniden tekrar onu kaybetme düşüncesi parmaklarını titretiyor. Susmayı tercih ediyor ve kazanıyor.
Ben ikinci plana atılıyorum ama en çok canımı Osamu'nun bana güvenmemesi yakıyor.

Hayal ettiğim perde Atsumu'nun bana seslenmesiyle bölündüğünde istemsizce irkildim.

"Sakin ol Rin, iyi görünmüyorsun. Hasta mısın?"

Aniden elini anlıma götürdüğünde gülüp kendimi ondan uzaklaştırdım. Hep çok endişeliydi.

"İyiyim, sadece dalmışım."

"Zihninde ne tilkiler döndüğü belli olmayan birine benziyorsun zaten."

Osamu karşımdaki sandalyeye oturup itici bir gülümsemeyle bana baktığında sırıtmamı engelleyemedim. Bu çocuk beni tanımadan tanıyabiliyordu.

"Bu gece,"

Cümlemin yarısına söylemle Osamu biraz gerilmişti. Atsumu umursamadan bizi yukarıda bekleyeceğini söyleyip odasına gittiğinde Bayan Miya'da en sevdiği programlardan birini izlemek için içeriye geçmişti. Mutfakta Osamu ile yalnız olmam bana avantaj sağlıyordu.
Merakla bakan gözlerine karşılık tek elimle yüzünü kavradığımda şaşkın ve sinirli bir ifadeyle elimden kurtulmaya çalışmıştı.
Nafile olan çabasına karşılık parmaklarımı ister istemez daha çok sıkmış acıdan dolayı Osamu'dan küçük bir küfür duymuştum.

"Zihnimdeki tilkilerin ne söylediğini öğrenmek ister misin?"

Devam edecek'"

in houseWhere stories live. Discover now