2.2 (1.Kitabın Sonu)

834 68 13
                                    

Mehmet Güreli- Kimse Bilmez

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mehmet Güreli- Kimse Bilmez

Sufle, Can Ozan- Hiç Kimsenin Günahı Yok

2.2

Aile. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik, diye tanımlanıyor sözlükte. Peki, gerçekten kan bağının bir önemi var mı? Arda ile aramızda bir kan bağı yoktu. Babam çalışırken ara sıra yanına giderdim ve bu sırada tanışmıştık onunla.

İlk iş gününde fazlasıyla stresliydi, eli ayağına dolanıyordu ve ben babamın peşinde gezinip ortalığı karıştırırken küçük bir an -babamın dışarı çıkıp sigara molası verdiği sırada- kolumdan tutup köşeye çektiği taburenin üzerinde oturtmuştu beni. Ve demişti ki ''Buradan da kovulmak istemiyorum. Burada otur ve kımıldama.'' Herkese karşı tutan inadım onda sönüp gitmişti. Yeşil gözlerinin altında yalvaran bakışlarından mı, orada oturduğum süre boyunca karşıdaki marketten aldığı ve bittikçe kucağıma fırlattığı jelibonlardan mı, bilinmez; usulca oturmuştum gün boyunca. Sonraki günler ise okuldan çıkıyor, soluğu babamın yanında alıyordum.

Ara sıra uğradığım iş yerine sıklaşan ziyaretlerim sebebiyle babam sinirleniyordu, hatta Arda ile sevgili olduğumuzu düşündüğü bir an gelmişti ki bana kıyamadığından onu sürekli haşalıyor, olması gerektiğinden fazla sorumluluk yüklüyordu. Fakat aramızdaki beş yaşı da hesaba katarsak sonunda onu olmayan abim gibi gördüğümü anladı. Öyle ki bazı günler babam işler yoğun olmadığında Arda'yı ders çalışmamda yardımcı olması için benim yanıma yolluyor, bazı geceler saatin farkında olamadığımızdan oturma odasında kalıyor, kahvaltısını yaptıktan sonra babam ile beraber işe gidiyorlardı. O sene eğer yaşasaydı dondurduğu üniversitesine devam edecekti. İkinci sınıf iktisat öğrencisi olacaktı. Olmadı. Olamadı.

Kalbindeki iyilik, yüreğindeki cesaret onu benden aldığında yalnızca 20 yaşındaydı.

Abimi benden alan hayat, onun yaşını umursamadı.

Ölüm yüzüne yakışan gülümsemeyi sildi, nefesini kesti. Onu kollarıma düşüren bıçak, ameliyat masasında sonunu getirdi.

Hep nefret ettiğim hastane koridorunda abim için ağlarken nefret korkuya; ameliyathaneden çıkan doktorun sözleriyle korku, kalbimin ortasına çöken kocaman bir acıya dönüştü.

Aile. 4 harften oluşup içinde barındırdıklarını kalbime sığdıramadığım o kelime. Aile. Aramızda kan bağı olmayıp abim saydığım Arda'nın artık olmadığı o küçük birlik. O gün de şimdi olduğu gibi babamın kollarının arasındaydım. Küçüldükçe küçülüyor, o kolların arasında kaybolup gitmeyi diliyordum. Hıçkırıklarımın arasında aldığım kesik nefeslerimle ve sarsılan bedenimle uçları kana boyanan sarı ojeli tırnaklarımı babamın kazağına geçiriyordum. Babam susuyordu, kelimeleri benimle olmasa da kulağımın altında atan kalbinin beni sakinleştirdiğini hatırlıyorum. O benim gibi değildi. Üzüldüğünde susar, acısını sessizce yaşardı. Yine de saçlarımın arasına düşen birkaç damla sıcak gözyaşını hissedebilmiştim.

BU GECE SENİ ÇİZDİMWhere stories live. Discover now