cp.1 "kasıtlı hata"

1.4K 122 106
                                    

merhaba!! iste ilk bolum, oldukca heyecanliyim hala tanitim yorumlarina bakamadim

🚨birkac uyari🚨

au evreninden tamamen farkli, kisilik yapilari dahil, cinsellik, argo, simdilik? bu kadar diye dusunuyorum

ilk skz ficim ve ilk skz okuyucularimsiniz bu yuzden bolum guncellemesi ile ilgili soyleyeyim, cok duzenli birisi degilimdir, arada unutuyorum, bana hatirlatirsaniz daha az aralikli bolum guncellemesi yaparim

yorum okumaya bayilirim, daha fazla bunaltmayayim satir aralarinda bulusalim

iyi okumalar❤️

cp.1 "kasıtlı hata"

"Dedi babasının parasıyla kaçan çocuk."

Gözlerimi, tam karşımda dikilen Lee Minho'ya yavaşça çevirdiğimde, yüzü düz, sağ dudak kıvrımı alaycılıkla havadaydı. Gözleri rekabeti tutuşturmak ister gibi bakarken, onun aksine gitmeyip, dudaklarımı birleştirdim.

Bugün yaşadığım aksilikler benim için sonlanmış durumdaydı. Üstelemeyi kesecek, sadece beş saat önce yaşanan olayları da tıpkı Minho'nun tavrı gibi sineye çekecektim. İçemediğim kahvem bir yana, üzerime sürülen siyah, geniş motor yüzünden bayıldığımda, tanımadığım bir adamın kolları arasında öğrencilerin içerisinde revire kadar taşınmıştım. Üstüme sinmiş şarap kokusu yağmur ile birleşince benden nasıl tiksinmediğini bir yana bırakırsam, uyandığımda hemen başımda olması da aynı şekilde tuhaftı.

Ayakta, kollarını göğsünde birleştirmesiyle şişmiş pazılarını zorlayan deri ceketiyle, hafif ıslanmış siyah saçları ve oldukça koyu renk göz rengiyle bana bakıyor, muhtemelen bir kıpırtımı, iyi olduğumu söylememi bekliyordu.

Gözlerimi açmış olmama rağmen herhangi bir tepki vermeden ona baktığımda, tezimi çürütmüş, arkasına dönüp geldiği gibi gideceğini göstermişti. Hiçbir şey söylemeden, öylece, beni revirde bırakacaktı. Özür dilemeden. En azından eve bırakmayı teklif etmeden, öylece çıkıp gidecekti.

Onun gitmesine izin vermemiş. "Bekle." demiştim. Nezaket beklemek, boşaydı. Bunu istiyorsam, kendim elde edecektim. Bu yüzden tutulmuş ayaklarımı yataktan sarkıtıp ayaklandığımda, kenarda duran telefonumu elime almış, sırtı bana dönük olan çocuğa karşı, "Yolu tarif ederim." demiştim.

Herhangi bir şey söylememişti. Sadece verdiği derin nefes aramızdaki bana gösterdiği tek cevaptı. Konuşmayı sevmiyor, belki de bilmiyor olabilirdi. Onunla uğraşmak için fazla kötü bir gündü. Bütün bir yıl boyunca kullanacağım sabır kotamın gün içerisinde biteceğinin farkında, hemen önünde yürümüş, dışarda duran motorun başına gelene kadar konuşmamıştım.

"Ne düşünüyorsun?"

Fresha, yaslandığım duvarda, yanımdaki yerini aldığında dışarıdaki girişe bakıyordum. Apartmanın hemen önünde duran motorunun izine. Kollarımı doladığım ince belinden çektiğim an zihnimde oynuyordu. Takmam için uzattığı kaskı geri iade ediyordum. Yağmur aradaki sessizliğe müzik oluyordu. İki tarafın da söyleyecek bir şeyi yoktu. Arkamı dönüp bahçe kapısından içeri girmiş, girişe yaklaşırken, hala duyduğum motor sesine kalın, boğuk bir ses daha eklenmişti.

"Bekle."

Onun aksine arkamı dönmüştüm. Arkamı dönmeseydim şayet benim gibi önüme geçer ve evimin merdivenlerini çıkar mıydı, kirli bir rüya başlangıcından başka bir şey değildi.

young and wild Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin