2.5

1.5K 141 464
                                    

Lisa Manoban:

L: "Ha ayrıca biz nişanı attık yani aramızdaki sorunlar yüzünden hatta bakın parmağımızda yüzük bile yok."

Ve ben kazanmıştım. Bu sefer Lalisa Manoban yendi seni Jungkook...

JK: "Hayır yani o öyle demek istemedi aramızdaki sorunlar çözülene dek biraz ilişkimize ara verdi ama sadece o ben değil bakın bende yüzük hala var." o yüzük nerden çıkmıştı ki şimdi ?

Hayır hayır o yüzük ahhh doğru ya Jeon Jungkook asla kaybetmezdi yine o kazanmıştı. Ah aptal Lisa direk yalan deseydin ya...

G4: "Yani artık nişanlı değil misiniz ?"

JK: "Hayır arkadaşlar hala nişanlıyız. Bu kadar yeter artık alalım arkadaşları."

"Lisa BEKLE !" gazeteciler giderken Jungkooksa sürekli bekle diye bağırıyordu..

G3: "Bay Jeon düğün ne zaman ?"

G2: "Bay Jeon aranızdaki problemlerden kastınız neler ?"

G1: "Bayan Manoban Bay Jeon'un sizi aldattığı iddiaları doğru mu ?"

G1: "Aranızdaki sorunlar bundan dolayı mı ?" yavaş yavaş sorulan sorular duyulmuyordu

G2: "Yeni evinizde mi ?.."

G1, G3: "Bay Jeon, Bay Jeon bakar mısınız ?" Sesler azalmıştı, azalmıştı. Ve artık sonunda duyulmuyordu.

Jungkook arkamdan sürekli bağırmasa daha rahat olabilirdim. Ama sürekli yok hayatım yok bebeğim bekle derken iyice sinirleniyordum. En son kolumdan tutulmasıyla geriye çekilmiştim.

"Lisa sana bekle diyorum nereye ?" gülmüş ve "Cehennemin dibine gidiyorum Jungkook gelir miydin ?" demiştim

Bu sırada kolumu tutuyordu ama canımı acıtmıyordu buna rağmen kolumu bırakmalıydı. "Seninle benim mekana, ah tabikii gelirim hayatım."

"Ah hayatımmış aptal. Seninle uğraşamam şimdi ayrıca bırak kolumu." bunu dememle kolumu bırakmıştı ve ben yürümeye devam etmiştim.

"Beni de dinler misin biraz ?" diye sorduğunda hızımı düşürmeden yürüyordum.

"Hayır."

"Cidden mi hayır mı ah şey dinlemeni bekliyordum."

"Bana bildiğim şeyleri anlatıyorsun sürekli ' Beni dinle bir kez' diye 3 gündür telefondan engellememe rağmen sesli mesaj bırakıyorsun hemde tanımadığım numaralardan." Jungkook hafif kıkırdamış ve "Oh güzel demek dinledin. Yani şimdi beni dinlemezsem ne yapıcağımı da duydun." demişti. Hızla cevap vermiş ve ;

"Naparsın beni de mi fotoğrafçı gibi esir edersin ? " bunu dememle ayaklarım yerden kesilmişti. Ve kafamı kaldırdığımda Jungkook tam yüzüme bakıyordu. Bir eli belimde diğeri dizimin altındaydı.

"Jungkook napıyorsun sen indir beni." dışarıdaki insanlara dönmüş ve bağırmıştım.

"Ya yardım etsenize bakmayın öyle." insanlar bize bakıp sadece gülüyordu. Ah ne de olsa bizi nişanlı sanıyorlardı değil mi ?

"Ah hayatım ünlü nişanlının kucağında geziyorsun kim bunu neden garipsesin ?" saçlarını geriye atmış sanki beni taşımıyormuş gibi yürüyordu.

" Ayrıca bu kucak için insanlar neler veriyor bir bilsen." bunu demesiyle göğsüne yumruk atmıştım.

"Ama acıttı bu, neyse sen yinede kalbime vurma sen varsın orada vurma acır." bu dediği şeyle tekrardan ciddi bir şekilde konuşmaya başlamıştım.

𝓨𝓸𝓾𝓻 𝓛𝓸𝓼𝓼 / liskook ✓Where stories live. Discover now