2.2

1.5K 155 354
                                    

(Şarkı dememe gerek yok sanırım.)

Jeon Jungkook:

Telefonlarım susmuyordu. Annem ve babamlar sürekli beni arıyor. Cho sürekli 'Eğer ona bir şey olursa kendini öldün bil' diyordu. Ardından So-İn 'Sıranı bekle Cho !' diyip beni kışkırtıyordu. Jin hyungsa sürekli sakin olmamızı söylüyordu. Rose, onun ağlamaktan tansiyonu düşmüştü onun için şu an hastanedeydik. Acil, giriş kattaydı. Sedyelerden birinde Rose'nin yanında bekliyorduk. Tanıdığım bir kaç kişiye haber vermiştim herkes şu an tüm Seul'de hatta Gangnam ve bazı yerlerde Lisa'yı arıyordu. Acilin önü bir an için ambulans sesleriyle doldu. Ve dışarıdan biri bağırarak içeri kalabalıkla girdi. Rose hafif kendine gelmişti. Kendine gelirken

"Getirilen, kim o ?" demişti "Bilmem." diyebilmiştim sadece hiçbir şey düşünemiyordum Lisadan başka. Sadece hemen yan tarafımızdaki yerde tedavi ediliyordu. Aramızdaki tek şey perdeydi. "Umarım kötü bir şeyi yoktur neyse biz de gidelim Lisayı arayalım." demişti toplanırken Rose. Bu sırada yan taraftan o lanet sesler duyuldu ;

G-"25 Yaşında kadın. Kalp atışı 50 nefesi düzensiz. Denize düşmüş fazla su yutmuş olay yerinde ve gelirken müdahale yapıldı. Ama hala ciğerlerindeki su tam çıkmadı fazlasıyla titriyor büyük ihtimalle ciğerlerini de üşüttü."

D-"Hastanın adı ne ? Ailesiyle veya arkadaşlarıyla iletişime geçin hemen."

G-"Hastadan telefon ya da kimlik çıkmadı. Fakat bugün haberlere çıkan kadın bu Lalisa Manoban."

Lalisa, benim Lalisam mı ? Ne demişti o ? Adını duymuştuk -hepimiz- onlar bana bakarken ben hızla perdeyi açmış ve gözlerimin doluşunu ve kalbimdeki acıyı hissediyordum. Direk ona bakarken doktor bir şeyler diyordu. Hemen yanındaydım oysa ne kadar uzaktı bana. Sırılsıklam olmuş saçları, elbise üzerine yapışmış, dudakları mordu oysa hala çok güzeldi. Tanrım kalbim ne çok acıyordu onu böyle görünce.

D-"Hastanın bilinci açık."

D-"Lalisa beni duyabiliyor musun ?"

D-"LalisaLalisa ?"

H-"Hasta bilincini kaybetti. Doktor Bey hastanın kalp atışları düşüyor."  Gözlerim dolarken neden susmak bilmiyordu kalbim ? Rose ağlayarak bağırıyordu arkamdan

"Sen yaptın ona bunu, sen yaptın lanet olsun ona bunu sen yaptın !" yere düşmüş ve ağladığı için kısılan sesiyle bağırıyordu "Neden yaptın ? Neden ?" susmuştum haklıydı. 

D-"Kalp masajına başlayın hemen nefes almakta zorlanıyor. " Ve yine acımıştı canım. Bu sefer yetmemişti. Kalbim çıkıp gitmişti. Önümde bana küfürler ediyordu. Ellerini tutup" Güzelim ?" diyebilmiştim beni duymasını umarak sadece buydu ne diyebilirdim ki başka. 

H-"Doktor Bey hastanın kalp atışı hala düzene girmiyor."  Ve bu sefer fark etmiştim canım onun canı kadar yanmıyordu belki. Belki kalbine fazla gelmiştim ben onun. Bu sefer de tokat atsın bana kendime geliyim istiyorum fakat o ufacık elleri kıpırdamıyordu bile. B-ben ne yapmıştım ona. O ne yapmıştı bana ?

D-"Büyük ihtimalle Plörezi (akciğerde su toplanıyor kısaca) geçiriyor."

H- "Hastanın kalbi durmak üzere. Masaj işe yaramıyor."

D-"Nefes alamıyor akciğerde sandığımızdan daha fazla su olmalı."

H- "Hala düzene girmiyor. Hastayı kaybedebiliriz." Kalbim o kadar sıkışmıştı ki atıyor muydu ? 

D- "Elektroşoku hazırlayın çabuk !"

H- "Hazır."

D- " 40 volt 1-2-3."

D- " 60 volt 1-2-3."

D-" 70 volt son 1-2-3."

H- "Hastanın  kalp atışı normale döndü."

D-" Sonunda, hemen boşaltın burayı yukarı kata çıkmamız gerekiyor hava basıncını arttırın."

H-"Beyefendi buradan çekilin lütfen bakın hasta hiç iyi değil çekilin."

H-"Beyefendi sizinle konuşuyorum." Lisanın elleri ellerim arasından kayarken yine o lanet ses;

D- "Hala nefes almakta zorlanıyor kalp atışı tekrar düştü asansörü açın."

Biraz kenara yalpalamıştım ne demişti o ? 

"O-o iyi değil Lisa iyi değil." Cho-San hızla yakama yapışmıştı. "Lan sana ne dedim ben b-ben sana ne dedim ?" yere yavaşça ve ağlayarak çömelmişti çaresizdi benim gibi "B-ben sana ne dedim ?"  

Kalbim şu an kendini yerden yere vuruyordu resmen. Ama O benim için bir arzuydu. Sadece bir arzu. Kalbim eğer o sadece arzuysa ne diye terk etmişti beni ? Jin hyung bana bakarken göz yaşlarım düşmüştü yere. "Hyung duydun mu sende ? O, o iyi değilmiş." "Ben miyim sebebi hyung ?" "Benim değil mi b-benim." bunu derken Lisayı hızlıca götürmüşlerdi yanımızdan o giderken arkasından koşuyordum. "Lisa !" "Lisa bak ben buradayım biliyorum beni görmek istemiyorsun ama hadi yanaklarım boş bak. Hadi gözlerini aç bas tokadı, bana vur, döv, bana bağır, box torban yap beni ama aç gözlerini hadi lütfen birtanem." "Hadi bak uyan Lütfen güzelim."

H-"Beyefendi çekilin lütfen."

Onlar perdeli kocaman bir odaya girerken iki kelime çıkabilmişti ağzımdan " L-lütfen Lisa."

Kalbim o koca boşlukta savruluyordu anlamını yitirmişti sanırım. Sadece atmıyordu. O Lisa iyi oluncaya dek de atmıycaktı.

"Yardım edin Rose o, Rose yardım edin biri bayıldı buraya bakın lütfen." So-İn Roseyi kucağında tutuyor hemşireler yanlarına doğru koşuyordu. So-İn o, o ağlıyor muydu ? Roseyi sedyeye bırakıp yanıma gelmişti bana hızlıca yumruk atıp. "O yaşamazsa, o eğer yaşamazsa..." burnunu çekmiş ve "Öldün sen." demişti. Ağladığım için kızaran burnumdan kan gelirken ben de ona bir yumruk atmaya çalışınca araya Jin hyung girip "Sakın sakın burada da kavga etmeyin Cho ve Rose'nin halini görmediniz mi ? Kesin artık geçin oturalım şöyle."

...

TAM 7 SAAT OLDU ODAYA TAM 9 DOKTOR 12 HEMŞİRE GİRİP ÇIKTI. Neden bu lanet hastane bize bir şey bile söylemiyor ?

Rose önce uyanmış Lisayı öğrenince üzüntüden tekrar bayılmıştı. Cho-San Rose'nin başındaydı, So-İn kafetaryaya inmiş kahve alıcağını söylemişti. Jin hyung karşıdaki sandalyede uyuyordu. Bense bendim işte, annemler tam 37 defa aramıştı. Hiçbirine bakmamıştım. En sonunda Jin Hyung'u aramışlardı. Jin hyung da açamamıştı çünkü telefonunun şarjı bitmişti. Sonunda yanıma bir doktor gelmişti hızla ayağa kalkmıştım. Kafasını bana çevirememişti bile sürekli etrafa bakıp duruyordu kötü bir şey mi vardı ?

"O iyi mi durumu nasıl ?"

...

Ben yine bu bölümde çok zorlandım :( umarım iyi olmuştur.

Çoğunu aileme sordum ve cidden boğulmak o kadar kolay olmuyormuş bu bölümde biraz onlardan yardım aldım ve bize gösterilenlerden daha zor şeyler oluyormuş. Basınç vererek suyu çıkarıyorlarmış vs vs ama bazen yani kurtarılamayanlar ya da geç kalınanlar oluyormuş. Ve bunları düşününce, lütfen kendinizi çok sevin.

Benim sizi çok sevmem gibi 🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍

Tekrardan öpüldünüz Bayssslar 💋💋💋💋💋

(Zeynep bölümü okurken ağladı arklar)

😪😢 😭

Sınır 28

𝓨𝓸𝓾𝓻 𝓛𝓸𝓼𝓼 / liskook ✓Where stories live. Discover now