30.Bölüm✔️

30.2K 1.5K 528
                                    

İyi okumalar dilerim. 🖤

🇹🇷Aşk güzeldir karşılığı varsa. Ama karşılıksızda sevilir karşıdaki VATANSA...

____________________

Bir Yiğit'e bir de tezgahın üzerindeki malzemelere bakıyordum. Tekrar ona baktığım sırada tatlı bir gülümseme sergiledi. Bende gülümseyerek elini tuttum.

"Sevgilim benim, makarna veya menemen de yiyebiliriz. Lazanya gerçekten gerekli mi?"

Başını aşağı yukarı salladı.

"Sevdiğim kadına giden yol yemekten geçer."

Bu böyle değildi ama neyse. Elini tutan elime dudaklarını bastırıp kolunu omuzuma attı. "Ben beşamel sosunu hazırlayacağım. Sen de sebzeleri doğra. Olur mu?" Geri çekilip asker selamı verdim. "Emredersiniz komutanım!"

Ellerini tezgaha yaslayıp başını eğmişti. "Yiğit?" Soran gözlerle ona baktığımda yüzünü yüzüme çevirdi. Eli, bileğimi kavrayıp nazikçe kendi ve tezgah arasına çekti.

Yüzünü boyun girintime yaklaştırdı. Nefesini hissediyordum. Başının ağırlığını omuzuma verip kollarını belime doladı. Bir elimi omuzuna yaslayıp diğerini saçlarına doladım. Usul usul okşarken gözlerinin kapandığını görmüştüm.

"Şu kokun beni benden alıyor." Boynuma küçük bir buse bıraktı. "Her zaman yanında olacağım. Yalnız değilsin Portakal Çiçeğim." Hafiften çıkan sakallarının üzerine dudaklarımı bastırdım.

"Dudaklarım arasından çıkacak herhangi bir kelime veya kelime dizisi seni mutlu eder mi, seni ne kadar tatmin eder bilemem ama sen; sana bakınca parıldayan gözlerime inan. Varlığını yakınımda hissedince çarpan kalbimi hisset. Seni çok seviyorum. İyi ki yanımdasın sevgilim."

İnsanın gözlerinin içi de gülermiş, sevince bunu anladım.

Her iki elimi yanaklarına bastırdım. "Kalplerimizi sevgiyle doyurduğumuza göre sıra karnımızı doyurmakta." Avucuma dudaklarını bastırıp geri çekildi.

Tezgahın üzerindeki domates ve kuru soğanları kendi yanıma aldım. Kuru soğanın dışını soyup domatesler ile beraber bol suyla yıkadım. Kesme tahtasını dolaptan alıp mutfak masasına oturdum. "İşim bitince sana kek yapacağım." Yiğit gamzelerini göstere göstere sırıtıyordu. "Hayır demem." Şu an aptal aşıklar gibi birbirimize bakıp sırıtıyorduk.

Lazanya ile ilgili bildiğim tek bilgi Garfield karakterinin en sevdiği yiyecek olması. Doğranacak sebzeleri doğramıştım. Ondan sonrasını Yiğit'i izleyerek geçirmiştim. Hazırlamış olduğu lazanyayı fırına atıp tezgahın üzerini temizledi.

"Maşallah çok beceriklisiniz beyefendi." Elindeki bezi bırakıp bana döndü. "Çok beğendiyseniz kendinize alabilirsiniz." Yiğit'e her an gülümsemekten ağzım yırtılacak.

"Sen zaten benimsin."

Çenemi avucuma yaslayıp öylece hayatımı renklendiren adama baktım. Aramızda harfler gidip gelmedi. Konuşmadan onu sevdiğimi söyledim, o da beni anladı. Yanıma yaklaşıp başımı kolları arasına aldı. Kollarımı beline doladım.

"Teşekkür ederim Yiğit."

"Teşekkürünü yerim senin."

Başımı arkaya doğru eğip gözlerine baktım. "Geceyi hep daha çok severdim. Sebebini şimdi daha iyi anlayabiliyorum." Saçlarımı geriye doğru attı. "Neymiş sebebi?" Parmakları yüzümde gezintiye çıkmıştı. "Sebebi geceyi gözlerinde taşıman. Çok güzel gözlerin var." Bir dizini kırıp yere çöktü. "Gözlerimin güzel olmasının tek sebebi sana baktığımda yansımanın çıkmış olması. Güzel olan sensin ve sana ait olan her şey."

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin