1.1 ☯ Quackity

591 76 128
                                    

George, elindeki kazmayla kalenin duvarını kırıp kalkanını çekerek içeri girdi. Ölmemek için Tanrı'ya yalvardıktan sonra karşısındaki ikili yol ayrımında sağ tarafı seçti ve dikkatli bir şekilde yürümeye başladı. Üç kalbinden biri gitmişti. Eğer ikincisi de giderse; artık sadece tek bir kalbi kalacaktı ve bu da muhtemel olarak yaşanacak savaşta bir dezavantaj demekti.

"Bu kadar gergin olma George!"

Dream, George'u hızlanması için sırtından itip mızmızlanarak konuştu.

"Kes sesini! Benim de üç kalbim olsaydı ben de bu kadar rahat olurdum."

"Bir."

George kaşlarını çattı ve kalkanını indirip bakışlarını ifadesi donuk olan Dream'e çevirdi.

"Ne dedin sen?"

Dream omuz silkti.

"Sadece bir kalbim var."

"Ve sen burada, bu siktiğimin Nether'ın da soktuğumun Wither iskeletleriyle dolu olan kalesinde Nether wart mu arıyorsun?!"

Omuzlarından tutup onu sarsarak yüzüne doğru panikle bağıran George'la gülümsedi Dream. Ardından George'un ellerini omzularından çekti ve iki elinin arasına alıp uzanarak dudaklarının kenarına küçük bir öpücük kondurdu.

George artık alışık olduğu bu dokunuşlara karşı sadece kaşlarını çatıp Dream'in bir cevap vermesini bekledi.

"Benim için endişelenmen her ne kadar hoşuma gitse de George, inan bana bu kadar paniklemene gerek yok. Bana bak! Sikik bir iskelete ölebilecek kadar zayıf mı gözüküyorum? Şey kadar sağlamım... Şey kada-"

"Wither iskeletleri!"

"Evet, bir Wither iskeleti kada- bekle, ne?"

George, Dream'in arkasında beliren iki kara iskeletle Dream'i hızla arkasına aldı ve canı azalmış kalkanını çekti.

Dream kaşlarını çatıp kendisi de kalkanını eline aldı ve George'un karşılık vermesine bile fırsat vermeyerek anormal derecede hızlı ve kritik vuruşlar atan iki iskeleti de tekte yere serdi.

George, yaşadığı gerilimle anksiyetesinin ortaya çıkmasını engellemeye çalışarak ellerini dizlerine koyup derin derin soluklandı.

"Sen iyi misin?" Dream, elini George'un omzuna koyup ona endişeli gözlerle baktı.

"Hayır. Hayır, kesinlikle değilim."

"Sence de..." Dream, George'un verdiği cevabı umursamayarak bakışlarını yerdeki üst üste yığılmış iskeletlere çevirdi.

"Sence de normalden daha hızlı ve kritik vuruşlar atmıyorlar mıydı?"

"Evet." George nefeslerini az da olsa düzene sokabildiğinde Dream'i onayladı. "Onlara karşılık bile veremedim."

"Arka planda dönen bir şeyler var gibi gözüküyor ama umarım bu normaldir."

"Umarım."

"Sence ucuna yıldız mı koysak yoksa parti şapkası mı?"

Fundy süslemekte olduğu yılbaşı ağacının ucuna ne koyacağında kararsız kaldığı için evin süslemelerini yapan arkadaşına sordu.

Ranboo, zaten isteksizce yaptığı bu işte bir de üstüne Fundy'nin ona günün bininci sorusunu sormasıyla derin bir nefes aldı. "Yıldızı tercih ederim."

No Mercy || DreamNotFoundWhere stories live. Discover now