0.8 ☯ Destroy SMP

680 75 115
                                    

Sa

Hatalarım varsa çekinmeden belirtebilirsiniz. İyi okumalar.

---

Dream yavaşça gözlerini araladı. Eski, yıkık dökük odanın içindeki küçük camdan giren güneş ışınları doğrudan gözüne doğru gelirken elini kendine siper etmek istedi.

Fakat elini hareket ettiremediğini fark ettiğinde bakışlarını hızla oraya çevirdi. Sandalyeye kalın bir iple sımsıkı bağlanmıştı.

Yaşadıkları aklına teker teker doluşurken sakin kalmaya çalışarak bakışlarını oda da gezdirdi.

Technoblade hemen karşısında, aynı onun gibi sandalyeye bağlı, başı öne eğik bir şekilde duruyordu. Dream ayık olup olmadığını anlayamadı.

"Techno?"

Technoblade, duyduğu sesle ifadesiz bakışlarını ona çevirdi. Dream, Technoblade'in uyanık olmasına sevinemeden Technoblade gülümseyerek konuştu;

"Sonunda uyanabildin 'hain'."

Dream'in sevinci içine kaçarken, anlamamış bir şekilde kaşlarını çattı. "Ne dedin sen?"

Technoblade güldü.

"Şu an başkanlık binasının sikik sorgulama odalarından birindeyiz ve Schlatt yarım saat önce bir konuşma yapıp senin hain olduğunu ve Eret'ı öldürmeye çalıştığını söyledi."

Dream bir süre duraksadı. Fakat olayı kavradığında istemsizce yüksek sesle bir kahkaha attı. "Buradan çıktığımda Eret hakkında söylediği yalanı onun üstünde gerçekleştireceğim."

Technoblade, onun bu durumda bile bu kadar rahat olmasına gülümsedi. Ardından gülümsemesini genişleterek konuştu; "Bir şey daha, seni ölü gösterip beni de 10 dakika sonra idam ettirecekler."

Dream'in gülümsemesi yüzünde soldu. Bir süre karşısındaki gencin dediklerini kavramaya çalıştı.

"Benimle dalga mı geçiyorsun? Siktir, bunu nasıl bu kadar rahat söyleyebiliyorsun?!"

Technoblade kendini tutamayıp başını geriye doğru yaslayarak kahkaha attı.

"Sakin ol. Unutma, Technoblade asla ölmez."

"Ne yani üstüne neredeyse 70 kiloyu aşan bir örsü 500 metre yükseklikten bırakacaklar ve sen sağ mı kalacaksın? Technoblade, şakanın zamanı değil, buradan nasıl kurtulacağımızı düşünmeliyiz."

"Beni götürdüklerinde ölümümü sana da izletecekler, merak etme. O zaman şakalarımın ne kadar mükemmel olduğunu görürsün."

Dream sabır dilercesine bir nefes verip gözlerini yumdu. "Peki ben nasıl kurtulacağım..? İyi bir katil olabilirim fakat bir başkanın ordusuna karşı ne kadar dayanabilirim, bilmiyorum."

"Merak etme, onu da düşündüm."

Yaklaşık beş dakika sonra demir kapı yavaşça aralandı. İçeriye üç asker girdi ve ikisi Technoblade'i çözüp kapıdan çıkarırken; diğeri Dream'in camdan Technoblade'i izleyebilmesi için Dream'i çözüyordu.

Fakat çözdüğü anda yüzüne inen tekmeyle neye uğradığını şaşırdı. Geriye sendeleyip henüz kendine gelememişken yüzüne bir yumruk daha yedi ve son olarak başına aldığı sert darbeyle yere yığıldı.

Dream, hızla yere çöküp askerin ceplerini karıştırdı. Bulduğu 7 ender incisi ve bir crossbow oldukça işine yarayacaktı.

No Mercy || DreamNotFoundWhere stories live. Discover now