Bölüm 16

348K 11.5K 3.9K
                                    

"Niye daha önce anlatmadın ki bana!?"

Lavin, boş küvette uzanan Sarp'ın göğsünde yatarken Sarp onun saçları ile oynadı. "Çünkü sen de onlardan biriydin benim için." dedi ciddiyetle. "Aksoylar'ın geliniydin sonuçta. Güvenemezdim."

Lavin başını kaldırarak ona baktığında "Seni tanıdığımda değildim." diye cevap verdi. "Bundan sonra her şeyi bilmek istiyorum ama tamam mı? Benden hiçbir şey gizleme lütfen."

Sarp onun saçlarına derin bir öpücük bıraktıktan sonra başını salladı ve yeniden göğsüne yatan Lavin'e sıkıca sarıldı. Ikisi de düşünceli bir şekilde sessiz kaldılar ve Sarp; "Gidelim mi artık?" dedi aralarındaki bu sessizliğin ardından. "Çok geç oldu. Seni evine götüreyim."

Lavin dudaklarını büzerken başını iki yana salladı. "Eve gitmek istemiyorum, seninle kalmak istiyorum."

"Seni bırakmayı ben de istemiyorum ama ailen merak edecek." dedi Sarp düşünceli bir şekilde.

Lavin ona düşünerek baktı. "Nida'da kalacağımı söylerim. Annem onu çok sevdi, sorun olmaz."

Sarp bu cevapla rahatlarken başı ile onu onayladı. "O zaman eve geçelim. Burası soğuk." Lavin başını salladıktan sonra ayağa kalktı.

Sarp da onunla birlikte kalkarken o gün olanları düşündü. Bir gün içinde ne kadar da çok şey yaşamışlardı; mekanda çıkan yangın, karakolda yaşananlar, Lavin'in her şeyi öğrenmesi... Hayatında kendisine bile tekrarlamadığı gerçeği ilk defa birine anlatmıştı Sarp. Bu hikayenin dile dökülüşü yıllar önce amcasına ısrarı nedeniyle Tarık Bey'in ağzından gerçekleşmişti. Cenker bile bunu Sarp'tan değil; amcasından öğrenmişti. Ama o gece, ilk defa Sarp bunu birine anlatmıştı. Ve şimdi sanki yıllardır kurtulmak istediği bir yükten kurtulmuş gibi huzurlu hissediyordu kendini. Tüm bu huzurla gözlerini açtıktan sonra Lavin'in annesi ile konuşmasının bitmesini bekledi.

Lavin telefonu kapattıktan sonra ise Sarp'ın yanına giderek onun beline sıkıca sarıldı ve Sarp da onu omzundan tutarak kendine çekti. Birlikte odadan çıktıktan sonra merdivenlerden indiler ve evden ayrıldılar. Arabaya binerek ilerlemeye başladılar.

Yolun yarısından çoğunu tamamladıklarında; Sarp Lavin'in sessizliğini hissederek yan tarafına baktı ve onun uyuduğunu fark etti. Istemsizce gülümserken arabayı sağa çekti ve ceketini onun üzerine örttükten sonra arabanın klimasının derecesini artırdı. Hissettiği huzur da bedenini gitgide daha çok sardı Sarp'ın. Lavin'in yanında olması ona neden bu kadar iyi hissettiriyordu bilmiyordu ama tüm huzurunun yanında ilerlediği yolda içini kaplayan korkuya da engel olamıyordu. Bundan sonra neler olacağını ve onu bu oyunun içinden nasıl uzak tutacağını düşünürken tedirginliği bedenine daha çok yayıldı.

Eve ulaştıklarında arabanın durma sesi ile irkilen Lavin gözlerini açtı ve gözlerini kırpıştırarak etrafa baktı. "Neredeyiz?" diye sordu inmeye hazırlanan Sarp'a. Sarp ise belirsizce gülümseyerek "Eve geldik." diye cevap verdi. "Hadi gel."

"Ama burası senin evin değil ki..." dedi Lavin kaşlarını çatarak yeniden dışarıya bakarken. "Taşındın mı!?"

Sarp yüzünü ona dönerken başını sallayarak Lavin'in yanağını okşadı. "Son olaydan sonra o eve girmek istemezsin diye düşündüm. O yüzden de geçen hafta bu eve geçtim."

Lavin'in şaşkınlığına mutlu bir gülümseme eşlik etti. "Çok tatlısın!" Sarp'a yaklaşarak onun dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı ve kendini geri çekti. "Seni sevi...."

"Hadi girelim artık."

Lavin; Sarp'ın, cümlesini kesmesi ve hızla arabadan inmesi ile yerinde anlamaz bir tavırla kalırken; onun bu tavrına çok da takılmamaya çalıştı ve o da kapıyı açarak indi. Sarp'ın evin kapısını açması ile de içeride ilerledi. "Bu ev daha güzelmiş." Sarp başı ile onu onaylarken Lavin yüzünü buruşturarak "Burada uyuyalım mı?" diye sordu. Sarp'ın kendisine onun neden bunu sorduğunu alamadığını belli eden bir bakış atması ile de devam etti. "Merdivenlerden çıkmak gözümde büyüdü. Yorgun hissediyorum. Hemen burada uyuyalım bence."

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin