Bölüm 3

403K 14.5K 10.4K
                                    

(Aralık 1996, İzmir. )

Psikiyatri Kliniği.

"Ne zamandır bu durum sürüyor?"

"Annesinin mezarına gittiğimiz günden bu yana. Tam iki yıl oldu."

Psikiyatrist Cem Bey çenesine elini götürerek düşünürken Tarık Sezgin merakla ona baktı. "İstanbul'daki tüm psikiyatristler bize sizi önerdi. Hiçbiri bir yöntem sunmuyor, fakat Sarp'ın durumu beni fazlasıyla tedirgin ediyor Cem Bey. Yani ağlasa tüm zehrini akıtacak, rahatlayacak belki ama o günden bu yana tek bir damla gözyaşı dökmedi, ne yaşarsa yaşasın hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, yok sayıyor. Herhangi bir tedavi yöntemi yok mu bu durumun?"

"Dediğim gibi Tarık Bey; ağlamak psikolojik bir ihtiyaç tabii ki ama Sarp küçük yaşta annesini kaybetmiş bir çocuk ve bu olaya tepkisini farklı gösteriyor olabilir. Yaşadığı bu kayıp ile eşdeğer bir acı yaşaması veyahut aynı düzeyde bir mutluluk hissetmesi yeniden ağlamasını sağlayabilir fakat şu an için hala etkisinde olduğu psikolojik bir travma söz konusu ve beklemekten, klasik tedavi yöntemlerini uygulamaktan başka bir çaremiz yok. Ağlamayı tetikleyen herhangi bir ilaç yok tahmin edebileceğiniz üzere. Yalnızca bekleyeceğiz."

Tarık Sezgin psikiyatriste teşekkür ettikten sonra odadan çıkarak bekleme salonundaki yeğeni Sarp'ın yanına gitti. Sarp pencerenin önünde durmuş iskeleden kalkan vapurları merakla izliyordu. Amcası gelince heyecanla ona dönerek gülümsedi. "İzmir güzelmiş."

"O zaman yaz tatilini burada geçirmek ister misin?"

Sarp yüzünü düşürürken amcasına tedirgin olarak baktı. "Tek başıma mı?"

"Hayır tabii ki, benimle ve Nida'yla birlikte oğlum."

Rahatladığını belli eden bir gülümseme takınan Sarp neşeyle başını aşağı yukarı salladı.

"O zaman olur."

¤ ¤ ¤ ¤ ¤ ¤ ¤

Sarp Lavin'in elini sıkıca tutmaya ve onun gözlerine bakmaya devam ederken; Çağan da onların ellerine odaklandı ve ardından Lavin'i belinden tutarak kendine çekti. Lavin bu hareket üzerine elini indirerek Sarp'tan gözlerini çekti ve Çağan'a baktı. Çağan fazlasıyla huzursuz görünüyordu. Lavin bir anda kaşlarını çatarken belini sıkan Çağan'a acıyla seslendi. "Aşkım canımı acıtıyorsun!"

Çağan bunun üzerine sakince elini indirdi ve ardından Lavin'i öptü. "Farkında değilim, özür dilerim bebeğim."

Kayla ise gülümserken Nida'ya dönerek "Eee?" dedi. "Seni gecelerde görmeye alışık değiliz Nida. Nedenini neye borçluyuz, bugün özel bir gün mü?"

Nida dudaklarını büzdü. "Valla ben de bilmiyorum sevgili psikologcum, Sarp'a sormak lazım onu! Israrla beni evde tutmaya çalışıyordu aslında ama bu gece bir anda dışarıda buldum kendimi."

Kayla bakışlarını merakla Sarp'a çevirdiğinde Sarp da bakışlarını Lavin'den çekerek Kayla'ya yöneltti. "Nida'nın çenesi, desem yeterli bir neden olur mu?"

Kayla büyük bir kahkaha atarken Sarp'a yaklaştı ve fısıldar biçimde "Fazlasıyla yeterli oldu." dedi. "Bir saatlik seanslarımızda en çok kelime kullanan danışanım oluyor çünkü kendisi. Anlayabiliyorum!"

Nida gözlerini kısarak ikisine yapay bir sinirle bakarken güldü. "Çok iyi anlaştınız bakıyorum!"

"Şaka yapıyoruz hayatım!" dedi Kayla. "Ama Nida'yı da çıkarmakla iyi yapmışsın Sarpcım." Sarp'a göz kırptı. Sarp da başı ile onu onayladı.

TutsakWhere stories live. Discover now