'Karmaşık Duygular!..'

1.3K 50 11
                                    

Selam canlar!

Nasılsınız bakalım?

Yine uzun bir aradan sonra yepyeni ve heyecan dolu bir bölümle karşınızdayım.

Umarım beğenerek okursunuz!

Yazarken keyif aldığım bir bölümdü. Seveceğinizi düşünüyorum canlar.

Unutmadan hatırlatayım, bölüm sonunda oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın!..

Desteklerinden dolayı bu bölümü Remziye Deregözü arkadaşa ithaf ediyorum. İyiki yanımdasın 😍❤

Neyse canlar, ben daha fazla sözü uzatmadan sizleri yeni bölümle başbaşa bırakayım 🤭

Bölüm şarkısı:İlyas Yalçıntaş - Arzular arsız

KEYİFLİ OKUMALAR...

*****

Nefes almak sadece bedenimizin yaptığı rutin bir işlemdi. Ciğerlerimize çektiğimiz hava, iç organlarımızda rutin döngüyü sağlayarak bizi hayatta tutan şeydi.

Peki ruhumuzun nefes alması nasıl birşeydi?

Ruhlar nefes alır mıydı? Evet, ruhlar da nefes alır... Ama onların oksijeni hava değildir. Ruhlarımızı hayatta tutan şey sevdiklerimizin kokusudur. Ve onun bize hissettirdiği mutluluk. Onların kokusunu aldıkça ruhumuz dinç kalır ve bizi hayata dört elle sarılmaya sevk eder.

Tenin sıcaklığını, nefesinin yakıcılığını dudaklarında hissederken bunun farkında değildi bu iki genç yürek. Aldıkları yoğun acı kahve kokusu ve aynı yoğunluktaki karamel kokusu ruhlarını sarıp sarmalamıştı.
Genç adam ve okyanus gözlüsü tam da dudakları buluşacakken arkalarında duydukları öksürük sesiyle birbirinden ayrılmışlardı. Genç kız gelenin kim olduğuna bile bakamazken, genç adam ağzının içinden küfürler sıralıyordu. Nihayet öksüren kişi konuşunca genç adamın ağzında homurdandığı küfürler serbest kalacaktı ama dudaklarına müdahele olmasaydı.

"Melih Bey, pansuman yapmamız gerekiyor. Ve ilaç saatinizde geldi."dedi hemşire.

Asya duyduğu kadının sesiyle hızla başını kaldırdığında karşısında yine o sarı sürtük vardı. Sırıtarak Asya'ya bakarken, onların bu güzel anlarını bozmanın mutluluğu yansımıştı yüzüne. Ama Asya durur mu peki? Tabiki hayır! Kaşları çatık bir şekilde hemşireye bakarken yanında duran genç adamın ağzından çıkan küfrü yarım bırakmasına sebep oldu.

"Hay ben senin pansumanını da!.. İlacını daa!... S-...."derken dudaklarının üstünde bir ağırlık hissetti. Okyanus gözlüsü çatık kaşlarını karşısındaki kadına çevirmiş aynı zamanda tek elini genç adamın dudaklarına kapatmıştı. Her an hemşireye dalacakmış gibi bakarken dişlerini sıkarak konuştu.

"Bırak oraya! Ben hallederim!.."diyip çenesiyle yatağın diğer tarafında duran komedini işaret etti.
Hemşire elinde tuttuğu malzemeleri dediği yere bıraktı ama olduğu yerde durup ters bakışlar attı genç kıza. Asya, halen hemşirenin gitmediğini görünce gözlerinden alevler çıkararak konuştu.

TUTSAK KALPLERWhere stories live. Discover now