TUTSAK KALPLER

'Nerdesin?..'

Selam millet😊

Nasılsınız bakalım!

Yepyeni bir bölümle daha karşınızayım.
Uzun bir bölüm bırakıyorum buraya.
Arayı fazla açmadan yeni bölümü yetiştirmeye çalıştım.
Umarım beğenerek okursunuz canlar!

Her neyse, lafı fazla uzatmadan sizleri yeni bölümle başbaşa bırakayım 😊

Yorumlarınızı ve oylamayı unutmayın lütfen😉

Bölüm şarkısı:
Neşet Ertaş - Neredesin sen
(Bölüm sonuna doğru şarkıyı açabilirsiniz.)

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

Ait olmak...
Ne demektir acaba 'ait olmak?'
Bir anneye veya bir babaya mı ait olmaktır kelime karşılığı? Bir eve yada bir aileye mi ait olmaktır yoksa? Sahi nedir 'ait olmak?..'
Bir adama yada bir kadına mı sahip olmak yoksa?
Ait olmak sadece huzurun olduğu yerde var olmalı. Bazen bir evde yada bir ailede... Bazen bir adamın yada bir kadının yanında... Bazen anlam veremediğin güvenli ve huzur veren kolların arasında... Yada seni sarıp sarmalayan büyülü bir kokuya da ait olabilir insan...

Genç kızda yatağında titreyerek sarıldığı ve müptelası olduğu o yoğun acı kahve kokusunu ciğerlerine her çektiğinde ait olduğu yerdeydi aslında. Sadece buna bir anlam veremiyordu. Ama biliyordu ki bu kollar, bu koku, bu sahipleniş ona hep huzur ve güven veriyordu. Hayatı boyunca bir ilki yaşadığı için buna bir isim veremiyordu. Ama okyanus gözlü kızı, bu karanlık kuyuların sahibine çeken bir güç vardı. 
Yada bir büyü...
Yada bir tür sihir...
Belki de efsunlanmıştır...
Hayır! Hayır!..
Bu ne bir büyü, ne de sihir veya efsundu!..
Bu sadece saf bir 'aşk!..'

*****
Odanın hızla açılan kapısı ve burnundan soluyan bir abi...

"Ne oluyor lan burda yine?.."diyerek resmen kükremişti Ali.

Genç adam ikinci kere aynı şekilde yakalanmıştı karşısındaki bu kızgın boğayı anımsatan adama. İçinden 'yine mi yaa!' diyerek geçirirken diğer yandan da kızın saçlarını okşayan elini kaldırıp susmasını işaret ediyordu. Aynı zamanda da dudaklarından hırlamaya benzeyen bir sesle:

"Sessiz ol biraz lan!"diyordu.
Ama bulunduğu pozisyonu da hiç bozmamıştı. Yatağın içinde genç kıza sarılmış, hatta sarılmakla da kalmamış bir de saçlarını okşarken yakalanmıştı. Resmen kendi mezarını kazmaktan farksızdı.

"Ne sessiz olacağım lan şerefsiz! Ne işin var lan senin yine Asya'nın koynunda?.."derken ellerini yumruk haline getirmiş yatağa doğru seri bir şekilde ilerliyordu.

"Doğru konuş lan! Ne demek koynunda falan! Ağzını topla yoksa ben toplarsam hiç iyi olmaz!.."derken yatağın içinde hafif doğrulmuştu.

Genç kız henüz uyumamıştı ama soğuktan uyuşan bedenini henüz tam olarak kullanmakta zorlanıyordu. Usulca kapalı olan gözlerini açıp genç adamın kollarından ayrılırken gözlerini abisine değil de göğsüne sığındığı adamın karanlık bakışlarına dikmişti. Ali ise kardeşinin kalktığını görünce aynı sert sesiyle ve çatık kaşları ile ona dönmüştü.

"Asya Hanım! Nihayet uyandın güzellik uykundan!.."derken dişlerini sıkmayı ihmal etmemişti.

Genç kız önce karanlık kuyulardan bakışlarını kaçırmış, daha sonra da mahcup bir şekilde boğazını temizleyip abisine bakmıştı.