'Kan kokusu!..'

2.3K 66 18
                                    

Selam!

Yepyeni bir bölümle tekrar karşınızdayım millet...

Umarım beğenirsiniz!

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

Gün yeni yeni aydınlanırken henüz güneş tam anlamıyla doğmamıştı. Genç kız yatakta gerinerek başını yastıktan kaldırdı. Bugün büyük gündü. Heyecanlıydı ama en çok da kendinden emindi.

Türkiye'ye döndükten sonra gecikmeli de olsa kendine bir hayat kurmayı başarmıştı. Yaşadığı o olaydan sonra kendini toparlayıp ilk olarak baroya gidip avukatlık kaydını yaptırmıştı. Sonra bir ofis açmış ve aynı zamanda da babasının şirketindeki davalara da bakacaktı. Ve bugün ilk duruşması vardı.

Heyecanla yataktan kalkıp banyoya gitti. Günlük rutinlerini halledip yürüyüş için hazırlandı. Telefonunu ve kulaklığını alıp ses yapmadan dışarı çıktı. Her zamanki gibi korumalar yine bekliyordu. Ama tek farkla.

Asya hayatını düzene koymaya çalışırken en büyük destek Ömer 'den gelmişti. Evinin kapılarını genç kıza açmıştı. Babasının evi şehir merkezinden biraz uzak olduğu için burda kalmak işine gelmişti açıkçası. Asya, korumaların yanında kendini huzursuz hissettiği için adamlar evin bahçesinde değil yolun karşında bekliyordu. Buda Asya Sancaktar farkıydı işte. (!)

Seri adımlarla bahçeden çıkarken korumalar haricinde birinin daha gözleri üzerindeydi. Ama bundan ne korumaların nede genç kızın haberi vardı. Sahile inip tempolu bir yürüyüş yapmış ve eve dönerken yol üstündeki pastaneden taze ve sıcacık poğaçalar da almayı ihmal etmemişti. Her sabah bu yürüyüşü korumalarla yapmak canını sıkıyordu ama başka çaresi de yoktu. Ancak bu şekilde burda kalmasına izin vermişti babası. Hatta sıkı sıkı da tembihlemişti kızı.

"Sakın korumaları atlatayım deme Asya! Bir daha bu kadar şanslı olmaya bilirsin kızım! Unutma burası Türkiye! Tehlike hep peşinde kızım! Dikkat et kendine!"demişti.

*****

Genç adam girdiği ihaleyi kazanmış ve çalışmalara başlamıştı. Asya'yı evine bıraktıktan sonra birdaha görmemişti. Tabi rüyalarını saymazsak.(!) Üzerinden haftalar geçmişti. Hakkında duyduğu tek şey hayatını düzene koymaya çalıştığıydı. Asaf, kızı bir gölge gibi takip ederken varlığını hiç hissettirmemişti. Ve Melih genç kızın bugünkü ilk duruşmasından haberdardı. Tabi Asaf herşeyi anlatmıyordu. Mesela evinde kaldığı Ömer gibi... Yada onunla olan yakın davranışlar gibi... Eğer duyarsa vereceği tepkiyi kestiremediğinden susuyordu. Belli ki adam sevgilisiydi işte. Ama anlatması gerektiğini de biliyordu. Ki en kısa zamanda bunu yapacaktı.

Kendini şirketteki odasına kapatmış proje çizimleriyle uğraşırken aklına genç kız gelmişti. Aslında aklından hiç çıkmayan kız hani!.. Yüzüne yumuşak bir gülümseme yayılırken, gözlerini kapatıp okyanus gözlerinde boğulmak istiyordu.

"Leyla hanım! Sancaktar Avukatlık Bürosu'na güzel bir arajman gönderin!"

"Yada orkide?"

"Gül de olabilir!"

"En iyisi siz karar verin!"derken asistanın konuşmasına müsade bile etmemişti.

"Melih Bey, Asya Hanım için Asaf Bey kır çiçeklerinden harika bir buket gönderdiler efendim! Sizin adınıza!"diyebildi tek nefeste.

"Öyle mi? Bana Asaf'ı gönder! Hemen!"diyip kapattı.

Oturduğu koltukta adamın gelmesini bekledi ama çok sabırsızdı. Duyduğu kapı sesine:

TUTSAK KALPLERWhere stories live. Discover now