'İlk Utanç!..'

1.6K 55 7
                                    

Selamm!

Nasılsınız bakalım canlar?

Yepyeni bir bölümle yine karşınızdayım canlar!

Heyecan tüm hızıyla devam ediyor!

Okumak için sabırsızlananlar varsa eğer, lafı uzatmadan sizleri yeni bölümle başbaşa bırakayım!

Umarım beğenerek okursunuz!

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

İnsan canını en çok acılar mı yakar? Yoksa çektiği vicdan azabı mı? Bedenimize aldığımız yaralar zamanla iyileşir de,vicdanın açtığı yaralara ne zaman kâr eder,ne de başka bir şey!

Vicdan!..

Dipsiz kuyuların mekanı! Çıkmaz sokakların adresi! Bir labirentin en ortası, en karışık yeri! Bataklığın en derini! Çırpındıkça battığın, durdukça en dibe çekildiğin bataklık gibidir vicdan!..

Genç kız duyduğu cümleleri algılamakta zorlanmıştı. Bu nasıl gerçek olurdu ki? Nasıl kendi yüzünden birilerine zarar gelebilirdi ki? Oysa genç kız karıncayı bile incitmeyecek bir vicdana sahipken, bu olanları aklı almıyordu. Genç adamın son sözlerini bile tam olarak duyamamıştı. Kulaklarında bir uğultu gibi yankılanıyordu babasının sözleri. Duyduklarının ağırlığı binmişti yüreğine. Kaldıramazdı bu kadar acıyı! Bu kadar vicdan azabını! Bu kadar suçluluk duygusunu! Yüreğine oturan ağırlık, dizlerinin bağını çözmüş ve tüm algılarını kapatmıştı. Genç kız kulağındaki uğultuyla birlikte gözlerini karanlığa emanet etti. Gerisi koca bir girdap gibi sardı etrafını.

Genç adam ise şaşkınlığını üzerinden atıp yatağından fırlayarak saniyeler içinde genç kızın dibindeydi. İçine düşen korkuya, haykırışları eşlik ediyordu. Sanki genç kızın adını haykırmamış da resmen kükremişti. Hastaneyi yerinden oynatacak güçte bir haykırış... Yada ona eş değer bir kükremeydi...

"Asyaaaa!!!.."diyordu sadece dili.
Ama yüreği neler anlatıyordu kim bilir? Korkuların gem vurduğu kalbini söküp alsalardı bu kadar yanmazdı belki canı... Etrafındaki herkesi unutmuştu. İçinde bulunduğu zamanı da öyle! Halbuki yanında genç kızın babası ve abisi vardı. Onlardan daha çok endişelenmesi normal miydi? Yada onlardan önce tepki vermesi normal miydi?

"Asya, aç gözlerini! Duyuyor musun beni güzelim! Aç artık gözlerini! Korkutma beni!.."diyip başını dizlerine koymuştu. Elleri de yüreği gibi titreyerek dokunuyordu yüzüne ve saçlarına...

Yaşlı adam bu tepkiye mi şaşırsın, yoksa kızının haline mi bilemedi? Çatık kaşları ile olanları izlerken yanında duran oğlu kızgın bir boğa gibi genç adama saldırmaya bekliyordu. Bunu farkeden yaşlı adam tek elini kaldırıp oğlunun bileğinden tutarak durdurdu. Ali, babasının bu tepkisini beklemiyor olmalıydı ki ters bir bakış attı yaşlı adama. Suat Bey sadece dudaklarını oynatarak sessiz konuştu.

"Sakin ol! Bekle!.."dedi.

Ali, halen sert bakıyordu. Babasından gözlerini çekmesine sebep olan neden ise, genç adamın dikişlerinin acısına rağmen genç kızı kucağına alıp kendi yatağına taşımasıydı. Belli ki canı, yüreği kadar çok acımıyordu.

"Asya'm! Hadi aç gözlerini! Korkutma beni güzelim! Hadi aç artık gözlerini!.."diyerek tekrarlarken kafasını kaldırıp yatağın diğer tarafında şaşkın bakan kardeşine bağırdı.

TUTSAK KALPLERWhere stories live. Discover now