'Hasret'

154 10 1
                                    

Selam millet😊
Herkes iyidir inşallah. Uzun bir aradan sonra tekrar bölüm atmak da nasip oldu.
Özlemişim burayı 😊
Neyse lafı uzatmadan sizi yeni bölümle başbaşa bırakayım.
Yazım yanlışı varsa şimdiden affınıza sığınıyorum.

Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın canlar😊

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

Genç adam, eve gelince ilk işi salondaki koltuklara kendini atmak olmuştu. Üzerindeki kıyafetlerde kuruyan kan lekeleri ile korku filminden fırlamış gibiydi. Salonun kapısında hissettiği hareketlilikle o yöne yüzünü çevirdi.

Halime Sultan...

Endişe ve korku her halinden belliydi. Genç kızın başına gelenleri yarım yamalak da olsa biliyordu. Ve günlerdir eve uğramayan iki kardeş daha da korkmasına sebep olmuştu.

"Melih?"titreyen sesiyle konuştu ilk önce .

"Oğlum, siz benim yüreğime mi indereceksiniz? Nerdesiniz siz kaç gündür? Niye haber vermiyorsunuz? Hem kardeşin nerde?.."diyerek koltuğa doğru yürüdü. Genç adamın üzerindeki kan lekelerini yeni farketmişti.

"Hiihh!!! Ne oldu oğlum sana böyle? Bu halin ne? Kimin kanı Melih bu? Sen iyi misin? Semih'e mi birşey oldu yoksa? Ayy konuşsana evlâdım!.. "diyerek sitem etti.
Genç adam uzandığı koltuktan oturur pozisyona geçti. Yanına gelen yaşlı kadının korkusu belli ki diline vurmuştu. Ama onu daha fazla korkutmadan anlatmalıydı olanları.

"Sakin ol Sultanım! İyiyiz biz! Semih de, ben de iyiyiz! Korkma artık! Hem o kadar çok şey sordun ki ben hangisine cevap vereceğimi şaşırdım! İstediğimiz sorudan başlayabiliyor muyduk?.."derken yüzünde muzip bir sırıtma belirdi. Sözleri bittiği anda omzuna inen yumrukla gülmeye başlamıştı.

"Bir de maytap mı geçiyorsun benimle hergele? Öldüm burda meraktan! Emanetlerimin başına birşey gelecek diye aklım çıktı benim! Sende geçmiş karşıma..."derken yaşlı kadının gözlerinden süzülen yaşları görünce, genç adam sözünü bitirmesine izin vermeden kollarına aldı.

Emanetti onlar...
İki kardeş sadece birbirine değil, bu emektâr kadına da emanetti...
Kız kardeşi gibi gördüğü Zeynep'in emanetiydi...
Laz inadından vazgeçmeyen Emre Bey'in emanetiydi işte...

"Şşş!.. Tamam! Bak biz iyiyiz! Seni bırakıp da gider miyiz hiç? Hem daha gelin dırdırı dinleyeceksin! Torun seveceksin Halime Sultan! Bizden öyle kolay değil kurtulmak!.."derken sesine neşeli bir hâl vermeye çalıştı ama bedeninin yorgunluğu sesinden bile anlaşılıyordu.

"Asya kızım dırdır etmez ama senin çenen babana çektiyse yandık! Semih zaten bu kafayla iyice karta kaçacak! Neymiş efendim 'ben aşka inanmıyorum!' muş! Laflara bak laflara! Serseri! Birgün kaptırsın da gönlünü, bakayım inanıyor mu? İnanmıyor mu! Eşşek kadar herif oldunuz halen sap gibi geziyorsunuz! Beni düşünen yok! Demiyorsunuz ki 'bu kadın yaşlı artık. Belki torun sevmek istiyor!'diye. Nerdeee!?.."diyerek elini sallarken bir yandan gözünden düşen son damlayı silip, diğer yandan da yüzüne sahte bir öfke yerleştirmeye çalışmıştı. Yaşlı kadının korkusu yerini rahatlamaya bırakınca, tabir-i caizse dili çözülmüştü. Genç adam o şekilden şekile giren suratı görünce kahkahayı basmıştı. Yaşlı kadının tonton yanaklarını avuçlarının arasına alıp alnına bir öpücük kondurdu.

"Sen torun mu istiyorsun Sultanım? Niye daha önce demedin? Asya burdayken! Hem ben seni de anlamıyorum haa! Hem torun diyorsun, hem kıza yaklaştırmıyorsun! Bakışmayla olmuyor o işler! Teknoloji o kadar gelişmedi da..."derken lafını kesen yumruğu kafasına yedi. Ama kahkahası evi inletti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUTSAK KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin