TUTSAK KALPLER

'Kız yok!..'

Selamm!.. Nasılsınız bakalım canlar?
Yeni bir bölümle yine karşınızdayım...
 
Umarım beğenerek okursunuz...

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum millet!..

Ve SEVİLİYORSUNUZ!..

Neyse lafı çok uzatmayalım da sizi yeni bölümle başbaşa bırakayım...

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

Bir kızıllık, kumral saçların arasında gezintiye çıkmıştı. Günün ilk ışıkları vuruyordu masmavi okyanus gözlü güzelin üzerine. Tabir-i caizse resmen üzerinde uyuyan bu fındık kurduyla ciddi anlamda başı dertteydi. Sadece sarılmakla yetinen genç adımın aklından onu içine hapsedip,bir tek kendine ait kılmaktı niyeti aslında. Ritmik bir şekilde inip kalkan bir göğüs ve o baş döndürücü koku! Bir nefes, bu kadar mı huzurlu hissettirirdi bir insana? Bir koku, böyle mi sarıp sarmalardı tüm varlığını?

Genç adam gözlerini açtığı ilk anda hissettiği tek şey, huzurdu! Evet evet! Bu kesinlikle huzurdu! Bu koku ve bu teninin sıcaklığı... Başka neyi tanımlar ki zaten? Huzurdu işte!..

Derin derin içine hapsettiği kokuyu sanki bir daha koklayamayacaktı! İçinden ' Bir tek kokun hediye kalır sen gittiğinde!'diyerek geçirmeden edemedi.  Sahi ne kokuyordu bu kız böyle? Şeker miydi?.. Yoksa çikolata mıydı? Bildiği tek şey vardı oda bu kokunun bağımlısı olacağıydı.

Melih yüzündeki bu sebepsiz gülümsemeyi farkedince hemen ciddileşti. Kız uyandığında mahcup olmasın diye ondan önce kalkmaya karar verip usulca ve dikkatli bir şekilde kızı üzerinden kaydırarak yan taraftaki yastığa bıraktı. Yataktan kalkmak üzereyken kızın homurdanarak sırtını döndüğünü farketti. Yastığın üzerine dağılan ipeksi saçlarına parmak uçlarıyla dokunurken yine o sebepsiz gülümseme yüzüne yerleşmişti. Yaptığı şeyi farkedince hızla odayı terk etti.

Genç adam odasına girince seri adımlarla önce banyoya gidip soğuk bir duş aldı. Az önce yaşadığı bu duygu karmaşasını ancak soğuk su alıp götürürdü zaten. Üzerini giyinmek için kıyafet odasına girdiğinde kapısının çaldığını duydu.

"Gell!"diye seslenince içeriye elinde bir dosya ile Faruk girdi.

"Günaydın abi!"dedi muzip bir sesle.

"Günaydın Faruk! Hayırdır? Sabah sabah rüyanda mı gördün?"diye cevap verince sert bir şekilde  Faruk da ciddi bir sesle cevap verdi.

"Abi bir durum vardı da! İhale ile ilgili. Çakı konuşmuş sonunda!"

"Ne zaman konuşmuş?"

"Dün geceye doğru sanırım! Bize haber geç geldi çünkü!"

"Haberi alınca neden gelip hemen anlatmıyorsun da sabahı bekliyorsun Faruk?"derken sesi yükselmeye başlamıştı.

"Abi rahatsızlık vermeyelim dedik! Yengenin odasında uyuyordunuz da!"derken başını öne eğmiş sırıtmasını saklamaya çalışıyordu.

"Ne yengesi lan!? Sıçtırtma ağzına sabah sabah!"derken resmen kudurmuştu.

Faruk onları gece o halde mi görmüştü yani? Çünkü kız sakinleştikten kısa bir süre sonra resmen adamın üzerine çıkıp uykusuna devam etmişti.