'Ey Aşk!..'

1.1K 40 17
                                    

Selam canlar...
Uzun bir aradan sonra yeni bölüm geldi. Umarım severek okursunuz.

Yorum yapmayı ve oylamayı lütfen unutmayın canım okuyucularım 😊

Fazla uzatmadan sizi bölümle başbaşa bırakayım.
Yazım hatası varsa şimdiden affınıza sığınıyorum.

"SEVİLİYORSUNUZ"

KEYİFLİ OKUMALAR

*****

Sevda nasıl birşey bilir misiniz? Kimine göre,acı çekmektir. Aldığı her nefeste boğazından ciğerlerine doğru kızgın bir demir batıyor gibi...
Kimine göre, aldığı her nefestir. Ciğerlerinde sevdiğinin kokusunu hapsederek yaşarlar...
Kimine göre, ilkbahar gibidir. Sadece gönlünü, yüreğini değil de, çorak tutmuş ruhuna çiçekler açtırır. Kuruyan gönül dalı tomurcuklanır, filizlenir,boy verir zamanla.
Kimine göre ise,kış mevsimi gibidir. Yokluğu zemheri soğuğu gibi yakar yüreğini. Buz tutar, kırağı düşer ruhuna...
Bazen sahiplenmek iken,bazen vazgeçmektir sevda...
Sevda bu işte azizim,kişiye ve yüreğe göre değişiyor.

*****

Genç adam kapının önünde en olmadık adama yakalanıp diline düşmüştü nasılsa. Artık kimse onu geri döndüremezdi yolundan. Kafasına koymuş, sevdiği kadının kokusuyla uyuyacaktı. Ama bilmediği şeyler vardı. Belki de öğrenmek bu geceye nasip olucaktı.

Sessizce girdiği odanın içinde aynı sessizlikle yatağa doğru adımladı. Karanlık odayı pencereden gelen dolunayın ışığı aydınlatıyordu. Genç kızın yüzünü net olarak görmesede, aldığı düzenli nefeslerden uyuduğunu anlamıştı. İlk önce üzerine doğru hafif eğilip kokusunu çekti ciğerlerine. Yüzüne gelen birkaç tutam saçını parmak uçlarıyla geriye itip hasret kaldığı yüzünü açığa çıkardı. Bir süre genç kızın aldığı nefesleri dinledi. 'Dünyanın en güzel şeyi bu olsa gerek!' diye düşündü. Sonra aynı yavaş ve sessiz adımlarla ilerleyip yorganın ucunu kaldırdı ve usulca yatağa girdi. Girdi girmesine de genç kıza yaklaşıp onu kollarına almak isteyince olanlar oldu.

Genç kız uykusunda ara sıra gördüğü kabuslarından birini görüyordu. Yetimhane de yaşadığı günlerden kalma bir geceyi yaşıyordu. Tuvalete gitmek için uyanan küçük Asya, koridorun köşesinde, izbe bir karanlıkta uğradığı tacizi yaşıyordu. Yurdun hademesi olarak çalışan adam hemen hemen her gece bir kızı gözüne kestirirdi. Ve hepsini de korkuttuğu için hiçbiri kimseye tek laf edemezdi. Küçük kız çocukları yaşadığı korkuyu ömürleri boyunca kabus olarak hatırlardı. Tıpkı Asya gibi. Minik bedenlerine, onlardan izinsiz ve zorla değen yabancı ellerin iğrençliğini senelerce yaşayıp, yurttan çıktıktan sonra da kabuslarında yaşayarak devam ederlerdi hayatlarına. Kimisi erkeklerden tamamen uzak dururken, kimisi yanından geçip giden adamlardan bile korkardı.

"Yapma!.."dedi kısık bir sesle ilk önce.

"Dur! Ne olur yapma!.."derken kapalı gözlerinden karanlık inciler akmaya başlamıştı. Genç adam, kollarını kızdan ayırdı ve uyandırma çabasına girdi.

"Asya'm! Güzelim!.. Uyan hadi!.."derken dokunmadan sesleniyordu. Fakat genç kız hiç duymamıştı genç adamın sesini. Aynı kelimeleri tekrar edip yatakta tabir-i caizse çırpınmaya başlamıştı artık.

"Ne olur yapma! Dokunma bana!.."

"Güzelim! Aç gözlerini! Duyuyor musun beni Asya'm?.."derken kızın omuzlarından tutarak sarsmaya başladı. Ama yine de genç kız uyanmıyordu.
Genç adamın yüreği sıkışmaya başlamıştı artık. Çaresizliği elini kolunu bağlamıştı. Genç kızın ne gördüğünü bilmiyordu ama yaşadığı korku kasılan bedeninden belliydi. Genç adam dişlerini sıkıp, başını geriye doğru attı ve derin bir nefes çekerek toparlandı. Ve tekrar uyandırmak için harekete geçti. Bir süre daha seslendi ve omuzlarından tutarak sarstı. En sonunda genç kız kabusundan uyanmıştı. Ama bitmiş bir haldeyken sığındı sevdiği adamın kollarına.

TUTSAK KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin